Sultangazispor terörist değil, ama hakkını çalanlar hırsızdır!

Ekibimiz Sultangazispor ligin 10’ncu haftasında kendi sahasında ağırladığı Bozüyük Vitraspor’a 1-0 mağlup oldu ve şampiyonluk yarışında ağır bir yara aldı…

Bu haberimize “İğneyi kendine, çuvaldızı ele batır” atasözüyle başlamak istiyoruz. Bu haberimizde önce iğneyi kendimize batıracağız, ancak çuvaldızı da ele batırırken iğnenin ucunu iyice bileyliyeceğiz çünkü biz bu ülkede en hafif deyimiyle ZULÜM görüyoruz…

MAÇIN YORUMU VE SULTANGAZİSPOR’UN ÖNLENEMEYEN DÜŞÜŞÜ…

Ligin ilk haftalarında oynadığı oyunla BAL’ın birkaç gömlek üstünde bir takım görüntüsü veren ekibimiz Sultangazispor, özellikle 5’nci haftadan sonra puan kaybetmemesine rağmen gözle görülür bir düşüş yaşamaya başladı.

Takım olarak düşüş yaşayan ekibimiz Sultangazispor, bazı oyuncuların canını dişine takarak gösterdiği yüksek performansla sonuca gitti ve olası puan kayıplarını deyim yerindeyse ucuz atlattı.

Takım puan kaybetmeyince doğal olarak eleştiri de çok fazla yapılmadı.

Ancak kolektif oyundan uzaklaşan, yerden ayağa pas yapmayı bırakan, doldur-boşalt taktiğiyle oyunu, “Ya tutarsa”ya bırakan ekibimizin, maç ve puan kayıpları yaşaması olağan bir ihtimal haline dönmüşken, son iki haftadır aldığımız yenilgiler de bu durumun somut sonucu oldu.

Ekibimiz de İbrahim Traore’nin dışında modern futbol santrafor özellikleri gösteren başka bir oyuncu yok. İleride top alacak ve tutacak pivot santrafor, ceza alanına, altıpas’a, ön ve arka direğe koşular yapacak gol düşünen hızlı bir ortasaha oyuncumuz yok. Ataklara gerekli desteği veren, yaratıcı sağ bek problemimiz bir türlü çözüm bulmuşa benzemiyor. Oyunu göbekten kuracak ve araya pas atacak bir orta saha problemimiz olduğu için sadece sol kanattan gelişen bir atak refleksimiz var ve takdir edersiniz ki, rakip buraya önlem aldığında, kaybedilen her top kalemizde tehlikeye dönüşüyor…

Takımın neden A planına dönmediği, yerden ve ayağa kısa paslarla topu sahanın her tarafında gezdirmediği, top rakipteyken özellikle ilerde basmadığı, ligin ilk haftalarında olduğu gibi, ikili üçlü kademe anlayışlından uzaklaştığı ise sorulması gereken diğer sorular…

Bütün bu saydığımız olumsuzluklar nedeniyle Pazar günü oynanan maçta Vitraspor, oyunun özellikle 70’nci dakikasına kadar hep üstün oynayan taraf oldu.

İğneyi kendimize batırdık, şimdi sırada ÇUVALDIZ!..

BUZ GİBİ GOL, OFSAYT VERİLDİ

Sadece Pazar günü oynanan maç değil… Deplasmanda karşılaştığımız neredeyse bütün takımların taraftarları bize TERÖRİST muamelesi yapıyor…

Maçlarımızı yöneten neredeyse bütün hakemler bize karşı ön yargılı olarak sahaya çıkıyor ve bırakın kanaatlerini bizden yana kullanmayı, alenen HAKKIMIZI yiyorlar…

Biz bu ülkede ZULÜM görüyoruz ve bunu belki yüzlerce defa dillendirdik. Bunun için TFF ve Spor camiasının önemli isimlerine dilimiz döndüğünce ilettik. Siyasi isimlere derdimizi defalarca ayrıntılı olarak aktardık…

Sonuç: KOCA BİR SIFIR…

Hakkımız gasp ediliyor!

Emeğimiz Çalınıyor!

Daha ne diyelim?!

Pazar günü oynanan maçta köşe vuruşundan gelen topu (YANİ ÇİZGİDEN, YANİ SIFIRDAN) önde bulunan oyuncumuz kafayla kale önüne indiriyor…

Altıpas içerisine inen topu diğer bir oyuncumuz kafayla kaleye gönderiyor. Bu esnada altıpas alanında tam olarak 12 OYUNCU bulunuyor…

Pozisyonun en başında yani Kaptan Kemal topla buluşup, kafayı vurduğu anda Vitraspor’un defans oyuncusu ve kalecisi kale çizgisine en yakın oyuncular. Golü atan oyuncumuz bu esnada bulunduğu yerde sabit duruyor. Kemal topa kafayı vurduktan sonra Vitrasporlu oyuncu ileriye doğru bir adım atıyor ve bizim golü atan oyuncumuzla aynı hizaya geliyor…

YANİ POZİSYON OFSAYT DEĞİL! POZİSYON BUZ GİBİ GOL…

Ancak yan hakem Doğukan Çelik, ofsayt bayrağını çekiyor ve orta hakem de ona uyarak temiz bir golü ofsayt gerekçesiyle yok sayıyor. Bu arada pozisyonu gören görmeyen bütün Vitraspor’lu oyuncular yan hakeme uyarak ofsayt bayrağı çekiyor…

Daha sonra itirazlar sonucu gelen kırmızı kart, ilerleyen dakikalar, gerginlikler, oyuncu değişikliğinde Vitrasporlu oyuncunun sahayı terk ederken gösterdiği en az 2 dakikalık rehavet ve boşalan sinirler…

FAKAT EN ÖNEMLİSİ YAN HAKEM DOĞUKAN ÇELİK’İN MAÇTAN SONRA GELEN, “OYUNCUNUN OFSAYTI BOZAN ÇIKIŞINI DOĞRU GÖREMEDİM” İTİRAFI…

Şayet bu itirafı ilk itirazlar yapıldığında orta hakeme yapmış olsaydı, belki yine iğneyi kendimize batırıyor olacaktık ancak çuvaldız konusunda belki daha yumuşak olabilirdik!

Hakkımızı çalıyorlar, hakkımızı!

Pazar günü sahada alın terini çalan, hak gaspı yapan bir terörist vardı ve o terörist biz değildik! O terörist yan hakem Doğukan Çelik’ti!

SON SÖZ:  BİZ TERÖRİST DEĞİLİZ AMA HAKKIMIZI ÇALANLAR HIRSIZDIR!

BAL LİGİ 12.GRUP PUAN DURUMU İSE ŞU ŞEKİLDE;