a

Sultangazi’den Dünyaya Yayılan Zil Sesleri

Dünyanın ünlü müzik gruplarının kullandığı davul zilleri Sultangazi’de üretiliyor, Habibler’deki Bosphorus atölyesindeki işçilerin hünerli ellerinde şekilleniyor. Çekiç seslerinin eksik olmadığı Sultangazi’deki atölyede üretilen ziller, atölyenin sahibi Hasan Şeker’in deyimiyle ‘herkesin kalbine göre seslere’ dönüşüyor.

 

Düşmandan korunmak amacıyla kullanılan kalkanların, kılıç darbeleriyle birlikte çıkardıkları seslerin kulağa hoş gelmesiyle başlıyor zillerin tarihçesi. Osmanlı zamanında savaş meydanlarında mehterenlerin bandolarında kullanılıyor. Müzik piyasasının genişlemesiyle birlikte özellikle Amerikadaki caz, heavy metal, rock’n roll gibi türlerde davul zilleri kullanılıyor. Dünyanın ünlü müzik gruplarının kullandığı davul zilleri Sultangazi’de üretiliyor, Habibler’deki Bosphorus atölyesindeki işçilerin hünerli ellerinden geçiyor. Bosphorus Cymbals’ın üç ortağından biri olan Hasan Şeker, Osmanlı’dan miras kalan ziller ile dünyaya Türk adını duyurduklarını söylüyor.

Sultangazi'den Dünyaya Yayılan Zil Sesleri

1981’de el işçiliğiyle başladığı mesleğini 1996’da taşındıkları Habibler’deki atölyede sürdürdüğünü ifade ediyor:

 

“Amerika başta olmak üzere dünyanın her yerine yüzde 70’e varan ihracat gerçekleştiriyoruz. En son ihracat yaptığımız ülkelere Kamboçya’yı da ekledik.”

 

Davul ve zil sesleriyle başlayan Whiplash filminde de Bosphorus marka ziller çalınıyor. Şeker, dramatik kurgusu ve müzikleriyle üç Oscar’a layık görülen Whiplash filmi için 15-20 adet zil gönderdiklerini de sözlerine ekliyor :

 

“Bir bateristin hırsını ve azmini anlatan film başarılı bir yapım. Filmle birlikte Japonya’dan Kore’den, dünyanın her yerinden bize ulaşmaya çalışıyorlar. Habibler’deki adresimizde yurtdışından gelen misafirlerimizi ağırlıyoruz.”

 

Şeker, bakır ve kalayın eritilmesiyle başlayan zillerin yapımında gizli bir formül olduğunu söylüyor. Pek az insanın bildiği bu özel formül, hünerli işçilerin ellerliyle bugünlere kadar ulaşmayı başarıyor:

 

“Sıvı haline gelen bakır ve kalayı belli kalıplarda alıyoruz. Fırına atarak pizza şekline dönüştürdüğümüz kalıpları ilaçlı suya atarak formunu veriyoruz.”

 

Metalin saf özelliğini almasının ardından torna ve yüzlerce çekiç darbesiyle ziller tamamlanıyor. Yapılan ziller şekline, ağırlığına ve en önemlisi sesine göre de müzik gruplarına göre sınıflandırılıyor. Diana Krall, Zaz gibi dünyaca ünlü sanatçıların zillerini kullandığını kaydeden Şeker, büyük konserlerde Türk zillerinin çalınmasının onurunu yaşadıklarını söylüyor.

whip1

23 işçinin çalıştığı atölyede yapılan her bir zil kendine özgü sesiyle alıcısını bekliyor. Master, Ottoman, Paşa, Vezir, Samba gibi isimlerle anılan onlarca zil çeşidi bulunuyor. Çekiç seslerinin eksik olmadığı atölyede üretilen ziller, Hasan Şeker’in deyimiyle ‘herkesin kalbine göre seslere’ dönüşüyor.

 

Kaynak; Sultangazi Belediyesi (Sultangazi Bülteni)

 

Sultangazi’den Oscar’a TIKLAYIN…

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

Hırsızlar sadaka kutusunu çaldı

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.