Sultangazi, İstanbul’un Taş Ocağı Değildir

UZİSTANBUL Yapı Denetim firması Yönetim Kurulu Başkanı Mühendis Hüsamettin Yıldırım, gazetemize yine ilçemizin çözüm bekleyen konularından bir tanesi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Yıldırım bu görüşmemizde Sultangazi’de faaliyet gösteren taş ocakları hakkında çok önemli değerlendirmelerde bulundu.

“ÇEVRE SORUNU DÜNYANIN SORUNU”

“İlçemizin uzun süredir çözüm bekleyen sorunlarından bir tanesi de taş ocakları sorunudur. Aslında taş ocakları sorununa geniş perspektifli bakmak lazım. Taş ocakları sorunu çevre sorunu olduğu için sadece ilçemizin değil, ülkemizin hatta dünyanın sorunudur.Bu sorunun çözülmesi anlamında eminim daha evvel yetkili makamlara birçok fikir iletilmiş, bu konuda birçok çözüm önerisi sunulmuştur. Ancak bu çözüm önerilerinin neden hayata geçmediğini araştırmak ve sebepleriyle öğrenmek lazım. Yani bu çözüm önerileri nerede ve nasıl tıkandı, bu soruların cevabını da öğrenmek lazım.”

“NEDEN BİR STK YOK?”

“Bildiğim kadarıyla ilçemizde 16 maden ocağı faal olarak maden çıkarıyor. Bu ocak işletmecileri ilçe sakinleriyle bir araya getirildi mi? Karşılıklı olarak empati kuruldu mu? Bu konuyla ilgili olarak bir STK ihtiyacı olduğu aşikar. Ne var ki bu konuda en azından benim bildiğim faal bir STK yok. Bu STK’nın kurulması için girişimlerde bulunuldu mu? Bunların hepsi aslında cevap bekleyen sorular. Çözüm önerilerine geçmeden evvel bu ocakların hayatımızı ve sağlığımızı nasıl etkilediğini net ifadelerle tarif etmemiz gerekiyor.”

“HEM SAĞLIĞIMIZI, HEM DE PSİKOLOJİMİZİ BOZUYOR”

“Sultangazi’de ikamet eden bir ev hanımı her sabah uyandığında, normal ev hanımlarının rutin olarak yaptığı temizlikten daha fazlasını yapıyor. Yani mesela fazladan her gün cam çerçeve siliyor, balkon temizliyor. Bu ev hanımı normalde bu işleri ekstradan yaptığı için ailesine daha az vakit harcıyor. Bu ev hanımının her gün yapmak zorunda olduğu ekstra temizliğin psikolojisinde yarattığı tahribata ilave olarak, ev halkına daha az vakit ayırmak zorunda kalıyor.  Belki çocuğunun derslerine daha az zaman ayırıyor, diğer ev halkına daha az zaman ayırdığı için ailede belki de bazı sorunlar yaşanıyor. Bu ilçede ikamet eden bir vatandaş veya her gün kamyonların geçtiği yolu kullanmak zorunda kalan bir vatandaş, arabası sürekli kirlendiği için her gün arabasını temizletmek zorunda kalıyor, bu hem ekonomik hem de ruhsal olarak yoruyor insanları.”

 “UZUN VADELİ DÜŞÜNMEK LAZIM”

“Bu ocaklardan asfalt ve beton yapımında kullanılan Bazalt madeni çıkıyor. Yapılması gereken, bu madenin yerleşim birimlerinden uzak başka nereden temin edileceği hakkında ciddi bir araştırma yapmak. Elbette uzun vadede bu arazinin de ileride çevresel ve yaşamsal anlamda başka sorunlara yol açmaması için ciddi fizibilite çalışmaları yapmak lazım. Buradan çıkartılacak madenin belli toplama noktalarına taşınması için de raylı sistem kurulmalı.”

“MALİYET ARTAR DEMEK DOĞRU DEĞİL”

“Şimdi başka bir ayrıntıya açıklık getirmek istiyorum. Bizim ilçemizde faaliyet gösteren maden ocaklarının kapatılması her gündeme geldiğinde, bunun madenin kullanıldığı sektörlerde maliyetleri arttıracağından söz ediliyor. Şimdi ben size aslında deyim yerindeyse bu ocakların yarattığı zararlarla mücadelede harcanan para ile bu madeni başka bir yerden tedarik ettiğimizde kullanacağımız yöntemlerle sağlayacağımız tasarrufun karşılaştırılması ve kapatılan ocak alanlarının doğru değerlendirilmesi noktasında yaratılacak katma değeri karşılaştırdığımızda, bu ocakların kapatılmasının kar mı, zarar mı olduğunu anlatacağım, kararı siz verin.”

“SAĞLIĞA HARCANAN PARA KİMİN CEBİNDEN ÇIKIYOR?”

“Birincisi bu tozun yarattığı hastalıklarla mücadelede harcanan para ile temizlik giderlerini bir kenara yazalım. Bu hastalıklarla mücadelede kullanılan ilaçlar hiçte öyle ucuz ilaçlar değiller.”

“KAMYONLARLA DEĞİL RAYLI SİSTEMLE MALİYET DÜŞER”

“Ayrıca madenin taşınması için kamyonlar kullanılıyor. Bu kamyonlar petrol ürünüyle çalışıyor. Bizim ülkemizde petrol yok, yani biz bu anlamıyla dışa bağımlı bir ülkeyiz. Halbuki raylı sistem kullanılarak yapılacak nakliyat, taşıma giderlerini neredeyse yüzde 10’a indirir. Zaten 5627 sayılı enerji verimliliği kanunu, enerjide tasarrufu telkin eder ve bu konuda çalışmalar yapılmasını ister. Bütün bu giderleri karşılaştırdığımızda madenin başka bir yerden tedariki hiçte öyle söylendiği maliyetine olumsuz yansımaz. Aksine maliyetini düşürür ve olumsuz etkilerini azaltır.”

“KONSPT PROJELER İLÇEYİ İLGİ MERKEZİ YAPAR”

“Geleceğimiz olan çocuklarımızın sağlıklı bir ortamda sağlıklı olarak yetişmesi en önemli gayelerimizden biri olmalı. Eğer geleceğimizi emanet edeceğimiz nesillerimiz sağlıklı olmazsa, bir gelecek kurmanın da anlamı yok.

Son olarak bu ocakların buradan kaldırılmasıyla beraber bu arazinin nasıl değerlendirilebileceği noktasın bir iki şey eklemek istiyorum. İşletme sahiplerine bu projeler anlatılırsa eminim onlarda bu işe daha sıcak bakacaklar. Şimdi bu arazi bir tarafı orman ve baraj havzası olan, diğer tarafından Avrupa ve Asya’nın en önemli iki transit yolunun geçtiği ve inşası tamamlanmak üzere olan dünyanın en büyük havaalanına neredeyse komşu.

Buraya inşa edilecek konsept projeler, hem işletmecileri, hem ilçeyi ekonomik anlamda oldukça refaha kavuşturabilir. Buraya inşa edilecek konut, fuar alanı, eğlence ve dinlence merkezleri, hayvanat bahçesi, akademik eğitim kurumları bir süre sonra İstanbul’un cazibe merkezi olmasına sebep olur. Yani özet olarak bu ocakların kapatılmasıyla beraber bazalt madenine geleceği söylenen maliyet farkı yukarıda saydığım diğer etkenleri saymazsak bile devede kulak kalır.”

“SULTANGAZİ, İSTANBUL’UN TAŞ OCAĞI OLMAMALI”

“Bütün bu anlattıklarımın ışığında son olarak şunu söylüyorum, bu sorunu çözmek için sadece sorun tespiti yapmamak lazım. Bu tespitle birlikte somut çözüm önerilerini de yetkili mercilere ulaştırmak lazım. Çünkü artık Sultangazi, İstanbul’un taş ocağı olmamalıdır.”