a

Ekonomi Çıkış Yolunu Arıyor

Ekonomimiz nasıl gidiyor diye herkes konuşuyor. Bilen de konuşuyor bilmeyen de. Kendi işimizle ilgili olan kısmını konuşmak yerine genel ekonomiyi değerlendirmeyi seviyoruz.

 

Daha fazla üretmeden ekonominizi güçlendirmeniz mümkün değildir. Yani yatırımların artması gerekiyor. Buradaki yatırımdan imalat sanayiyi kastediyoruz. Üretime dönük yatırımlar artarsa Türkiye’nin sorunlarını çözecektir. Ancak bunu standart bir üretim sistemi ile yapmak büyük hatadır.  Geleneksel yöntemlerle, gelişmiş ülkelerin bıraktığı teknolojilerle üretim yapmak ise büyük hatadır.

 

Bu aşamada özel sektörün imalat sanayinde üretim yapmasını özendirmek ve artırmak önemlidir. Bunu yaparken ileri teknolojiye yönelik yatırımlara destek verilmelidir.BloombergHT televizyonu  Çıkış Yolu program Yapımcısı ve Sunucusu Sami Altınkaya İstanbul Vizyon İçin yazdı

 

Bilkent Üniversitesi’nin Aselsan ile birlikte kurduğu çip fabrikası bu anlamda önemli bir adımdır. Tüpraş’ın ıthalatı azaltacak yönde yeni teknolojilerle faaliyetlerini gerçekleştirmesi ve çeşitlendirmesi önemlidir. Sanayi merkezlerimizden Denizli’de bile imalat sanayinde yeni yatırımların çok az olması endişe vericidir. Ekonomik büyüme rakamının artması için, imalat sanayinde ileri teknoloji ile üretimin artması gerekiyor.

 

2014 yılının son döneminde sevindirici bir şey oldu. Cari açığımız azaldı. Bu Türkiye ekonomisinin temel dengesini oluşturan bir konudur. Cari açık arttığı zaman biz büyüme de frene basmak zorunda kalıyoruz. Yani cari açığın düşmesi bize büyüme açısından imkan sağlıyor. 2015 yılındaki büyümenin asıl sebebi ise cari açıktaki bu azalmadan kaynaklanacaktır diyebiliriz.

 

2014 yılında hükümet cari açığı artırmamak için bazı ürünlerin tüketimini bilinçli olarak azaltmaya çalıştı. Örneğin Türkiye ilk dokuz ayda cep telefonu ithalatına 2 milyar dolar verdi. Senede de 10 milyon gibi bir cep telefonu ithal ediliyor. Hatta bunu lüks tüketim malları arasında olsun ya da olmasın diyenler bile çıktı. Bir kere cep telefonu ithalatına baskı olursa bu defa kaçak olarak ülkemize girer. Bunu tüketmeyin demekse Dünya’dan kopun anlamına gelir.  Bu defacto bir durumdur. Cep telefonlarını sadece konuşmak için değil, işlerimiz için de kullanıyoruz. KOBİ’lerin işlerini düzenleyebilmeleri için reklamlar bile yapılıyor. Tablet ve bilgisayar ithalatı cari açık yaratıyor ama Dünya ile üretim entegrasyonu bu aletlerle sağlıyoruz. Bu yasaklandığında da Türkiye’ye yılda 1 milyon civarında kaçak cep telefonu giriyor. Ama çip fabrikası örneğinde olduğu gibi, cari açığımızı azaltacak yönde yatırımlarda bu cihazların kullanılması, tüketimi yasaklamak yerine ithalatı azaltacak teknolojik yatırımlara destek olunması bizi kurtarabilir.

 

Türkiye bu konuda önemli adımlar da attı. Girdi Tedarik Sistemi adında bir program başlatıldı ve olumlu etkileri görüldü. Burada ithalatı 50 milyon doların üstünde olan her şeyde ithalatı azaltacak bir yatırım yapıyorsanız, o yatırım stratejik yatırım olarak kabul ediliyor ve teşvik veriliyor. Bunu İstanbul’un göbeğinde bile yapsanız, 5. bölge teşviklerinden faydalanabiliyorsunuz.

 

Bu sene bunda yani GİTES kapsamında sadece bir tane yatırımın olması ise üzücüdür. Sanayicilerin önünü görmemesi, siyasette ve ekonomideki ani dalgalanmalar imalat sanayinin büyümesindeki en büyük en engellerden biridir. Örneğin petrolün fiyatının 60 dolara ineceğini,Işıt’ın böyle eylemler yapacağını ve daha pek çok konuyu kimse tahmin edemezdi. İthalatı azaltabilecek üretimi yapıp ulusal katma değeri artıracak işler yapabilirseniz. Ekonomide sorun olmaz.

 

Telefon üretme yarışından kopmadan yolunuza devam etmelisiniz. Ulusal katma değeri artırarak büyük oranda bize ait bir üretimi yapmak asıl hedef olmalıdır. İmalat sanayinde büyük bir tecrübeye sahip olan Türkiye, Dünya’nın en büyük markalarına parça üretmektedir. Bunu ilerde kendi markalarını üretmek için kullanırsa, asıl başarı sağlanacaktır. Asla otomobil üretme işinden de vazgeçmemelidir. Bir bakarsınız otomobil değil onun bir sonrakini üretmeye başlarız.

 

Dünya’nın dev ekonomisi Amerika bile orta gelir tuzağı olan 10 bin dolar kişi başına düşen gelir sınırından 25 bin dolara çıkması 40 yıl sürmüş. Güney Kore’nin ise bunu aşması 19 yıl sürmüştür. Türkiye’nin de yeni teknolojilerle Dünya’ya açılması endüstriyel internet denilen yeni bir dönem var. Makinelerin birbirini görmesi, sensörlerin faaliyete geçmesi gibi ilginç işler yapılıyor. Orta gelir tuzağını Güney Kore’den daha hızlı bir sürede aşarsak, ileri teknoloji ile sanayileşmiş devletler arasına katılabiliriz.

 

Türkiye sadece turizm ve tarımla büyüyebilecek bir ülke değildir. Bisküvi satarak da gelişemeyiz. Bunların dışına çıkmak gerekiyor.

 

Ekonomi bakanı Nihat Zeybekçi’nin açıkladığı, yüksek teknolojik ürünlerin üretimini desteklemek 3.5 milyar dolarlık destek paketini uygulamaya başlaması sevindiricidir. Orta teknolojik üretimlerde kalmamak lazım. Yani yeni Türkiye’nin yeni hikayesini, bu ekonominin potansiyellerini yeni teknolojik üretimlerle aşabiliriz.

 

GERN diye bir şey var. Genetik, enformasyon teknolojileri, robotik ve nano teknoloji. GERN bunların baş harflerinden oluşuyor. Biz bu alanlara girmemiz lazım.

 

Türkiye’ye yeni ivme kazandıracak hikaye, bu alanlara girmemizle mümkündür.

 

Nihat Zeybekçi ileri teknolojik üretim şirketleri satın alanların da destekleneceğini söyledi.

 

Türkiye’nin 2015 de büyümesi için imalat sanayine olan yatırımların artması gerekiyor. Sadece turizm, inşaat ve enerji sektörüne yapılacak yatırımlar, Türkiye’nin kalkınması için yeterli değildir. Tek çare üretime dönük sanayi yatırımların, teknolojinin gücü ile sayılarının artmasıdır.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

Küçük Resul İhmal Kurbanı mı?

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.