Ligin 21. haftasında kendi sahasında Kartal Bulvarspor’la 1-1 berabere kalarak 3.lig yolunda ağır yara alan ekibimiz Sultangazispor’un tek umudu Hereke Yıldızspor’un performansı.
MATEMATİKSEL OLARAK İMKANSIZ DEĞİL
21. hafta sonucuyla 45 puanlı Ergene Velimeşespor 1 maç fazlasıyla liderlik koltuğunda oturuyor. Önümüzdeki hafta düşme potasının bir basamak üstünde bulunan Hereke Yıldızspor’a konuk olacak Ergene Velimeşespor’un, sahadan yenik ayrılması ve bir sonraki haftayı BAY olarak geçmesi sonucunda puanı 45’te kalacak.
Ergene Velimeşespor, ligin ikinci yarısında maçlara çıkmayarak ligden çekilen Lüleburgaz Yıldırımspor maçında hükmen galip olarak alacağı 3 puanı, Velimeşespor’un hanesine eklediğimizde, Velimeşe son hafta bizim karşımıza 48 puanla çıkmış olacak…
Sultangazispor’un ise ligin sonuna kadar 4 maçı var. Şu anda 36 puanı olan ekibimizin yapması gereken tek şey, ilk 3 maçı kazanmak ve ligin son haftasında kendi sahasında Ergene Velimeşespor’u en az 3 gollü bir farkla yenmek…
Bu maçlardan alacağı 12 puanla puanını 48’e yükseltecek olan ekibimiz, şayet Gebzespor ve Çorluspor 1947 puanlarını 48’e yükseltemezlerse, ilk yarıda 2-0 yenildiği Velimeşespor’u ikili averajla 1 gol ile geride bırakarak 3. Lig için play of maçı oynamaya hak kazanmış olacak.
Şayet Velimeşe, Hereke Yıldız’dan en kötü ihtimalle 1 puan alırsa, ekibimiz 3. Lig yolunda 2016-2017 sezonunda havlu atmış olacak…
MAÇIN “ANALİZİ”
Kartal Bulvarspor’la oynadığımız maçın analizine gelecek olursak; İlkay, Vedat, Vahap ve sonradan oyuna giren Yusuf hariç geriye kalan bütün futbolcularımızın ruhları çalınmış. Acil olarak bir ruh çağırma seansı düzenlenmeli ve oyuncularımızın ruhları geri çağırılmalı.
Rakibin yüz kiloluk 8 numarası Murat Gürsu’nun atamadığı veya atmak istemediği pozisyonlarda şunu çok net anladık, İYİKİ İSTANBUL TAKIMIYIZ…
Kendi sahasında utangaç ve sanki hafta arası Avrupa’da şampiyonlar ligi maçı oynamış bir haletiruhiyeyle oynayan ekibimizde taktiğinin tam olarak ne olduğunu anlayamadık.
Forvet oyuncumuz Ebubekir Eroğlu’nun tam olarak hangi pozisyonda etkili olacağını, sağ ve sol beklerimizin hücumlara katılmak için kaç numaralı İETT otobüsünü beklediğini, orta sahamızın top rakipteyken neden toptan kaçtığını da çözebilmiş değiliz…
Enteresan bir analiz oldu değil mi? Ee ne kadar ekmek o kadar köfte…
HAKEMLER
Cebeci mahallesine ayak bastığı andan itibaren taş ocaklarının tozuna maruz kalan hakemlerimizin art niyetli olmadıklarını, teneffüs ettikleri tozun etkisiyle bir süre sonra hafızalarını kaybettiklerine ilk defa tanık olmuyoruz.
Maçın ilk yarısında neredeyse hatasız maç yöneten hakemlerimiz maçın ikinci yarısında rakip futbolcuların ellerini başka bir uzuv olarak algılaması sonucu, elle oynan pozisyonlarda devam kararı vermeleri başka türlü açıklanamaz…
BUZZ GİBİ PENALTI…
Penaltılara da benzer bir anlayışla yaklaşan hakemlerimiz, ikinci yarıda Vahap’ın düşürüldüğü ve buz gibi penaltı olan pozisyonda, devam kararı vermelerini görme, gördüğünü anlamlandırma, futbol kuralları ile bağdaştırarak karar verme silsilesini çalıştıramamış olmasını toza bağlıyoruz…
Aramızda kalması şartıyla sizinle bir şey daha paylaşmak istiyoruz, hakemlerimizin ofsayt kuralını tam olarak bildiğinden emin değiliz.
İkinci yarıda sırtı tribüne dönük olan hakem kardeşimizin gözünün önünde cereyan eden olaylara, televizyondan maç seyreden çizgili pijamalı ve uykusu gelmiş adam modunda yaklaşmasını yine taş ocaklarından yükselen toza bağlıyoruz.
Yoksa hakemlerimiz kesin olarak art niyetli değil, hatta hakemlerimizin bir niyeti bile olduğuna bile emin değiliz. Onlarda neden orada olduklarını bilmiyorlar. Her hafta bir teatral izliyoruz ama Türk hakemliği açısından traji-komik bir konusu var…
SİYASETÇİLER ve İŞ DÜNYASI
Takım eğer 21. Haftaya 10 puan önde girmiş olsaydı sizce protokol tribününde kaç tane siyasetçi ve iş adamı olurdu?
İşler iyi gittiğinde protokol tribününe akın eden siyasetçilerimiz ve iş adamlarımız, (Siyasetçilerden MHP İlçe Başkanı Yusuf Özel hariç, çünkü Özel içerde dışarda neredeyse bütün maçları takip ediyor) her ne hikmetse işler kötüye gitmeye başladığında stadyumdan ve futboldan buz gibi soğuyorlar.
YÖNETİM
İsim vermeden bazı yöneticilerin heyecanını ligin ilk yarısında kaybettiğini düşünüyorum. Hala iyi niyetle kulübün genel durumunu ve sorunlarını takip eden yönetici arkadaşları tenzih ederek şöyle bir atasözü uyduruyorum; “Ata binmek için önce atı tımar etmek gerekir” …
TARAFTAR
Her zaman olduğu gibi maçtan saatler evvel tribündeki yerlerini alarak takıma destek veren taraftarımız, bu hafta mevsimin bahar, havanın sonbahar olması sebebiyle bir süre sonra maçtan koptu…
İkinci yarıda neredeyse tribünlerden organize hiçbir tezahürat yükselmedi. Birkaç arkadaşımızın bireysel çıkışları dışında sessiz kalmayı tercih eden taraftarımızın, maçın son düdüğüyle birlikte oyuncularımıza gösterdiği haklı tepkiye oyuncularımızın mahalle kabadayısı edasıyla karşılık vermesi ise, gerçekten hoş olmayan bir tablonun ortaya çıkmasına ramak kalmasına neden oldu.
Velhasıl kelam futbolun en geçerli sözü olan, “Önümüzdeki maçlara bakacağız” sözü bizim için önümüzdeki hafta geçerliliğini kaybedebilir…
‘Bir binada bile tek kolon yokken devlette tek güç olur mu?’
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.