Paralel yapının medya yağına yapılan operasyonun arkasındaki isim Mehmet Nuri Turan, Harun Reşit hikayesi üzerinden yapının şifresini anlattı.
Paralel yapının medya ayağına, yapılan operasyonun ilk işaret fişeğini verdiği bir dilekçeyle atan Mehmet Nuri Turan, yapının şifresini Harun Reşit hikayesi üzerinden açıkladı. Tahşiye Yayınevi’nin kurucusu ve o dönemki sahibi Mehmet Nuri Turan, önceki gün Haber10.com’a verdiği özel röpartajda, saklı kalmış gerçekleri anlatmıştı.
Turan, yine o röportajda çok çarpıcı bir Harun Reşit hikayesi anlatmıştı. Turan, “Şimdi azizim bunlar, Tayyip Erdoğan’ın omzuna basmadılar, tepesine bastılar!” dedi.
İşte röportajın o çarpıcı bölümü…
Gülern Hareketi her zaman siyasetin içindeydi
Cemaat her zaman siyasetin içinde olduğunu ama hiç bu kadar kendisini belli etmediğini belirten Turan, “Bu cemaat daha önce el altından, fısıltıyla oy toplamıştı. Demokratik Sol Parti’den (DSP) milletvekili olmuşlardır. Anavatan Partisi’nden(ANAP) milletvekili olmuşlardır. AK Parti’den milletvekili olmuşlardır.
AK Parti’den ilk milletvekili oldukları dönemlerde bütün sağ cenah AKP’yi desteklediği için bunlarınki de arada kaynamış. Ve bunlar güç tevehhümüne düştüler. Bunların hikayesi biraz, ilgisi var mı bilmiyorum ama Abbasiler zamanındaki Bermekiler’in hikayesine benziyor.” dedi ve o hikayeyi anlattı:
Bermeki olmadığıma dair belge var
Abbasiler zamanında Bermekiler diye bir aile vardı. Bu Bermekiler, kimi kaynaklara göre Kürt bir ailedir. Bermekiler Abbasi sarayında o kadar güçleniyor ki sarayın bahçıvanından vezirine kadar Bermekidir. Bunlar tarih kitaplarında var. Günü birinde Harun Reşit, Bermeki olan veziriyle birlikte sarayın bahçesinde gezerken, canı bir meyve istiyor, dalından koparmak istiyor.
Harun Reşit çok şişman bir adam ve eli yetişmiyor meyveye. Vezirine diyorki “omzuma çık, o meveyı kopar, ver bana”… Vezir zayıf, Harun Reşit çok şişman. Meyveyi yiyor ve diyor ki bana bahçıvanı çağırın, ona bir ödül vereceğim.
Bahçıvan geliyor vve ona diyor ki “sana bir ödül vereceğim, ne istiyorsun?” Bahçıvan diyorki Sultanım, “Benim Bermeki olmadığıma dair bana bir belge ver”. Buna şaşıran Harun Reşit Bahçıvan’a diyorki “Herkes Bermeki seceresi uydururken, sen Bermeki olmadığana dair bir belge istiyorsun; Bermeki olmaktan kaçıyorsun ki Bermekisin.” Belgeyi almakta ısrarcı olan bahçıvan “Öyle olsa da bana sordun, ben bu belgeyi istiyorum. Başka bir isteğim yok” diyor.
O zaman dedim ki, eyvah!
Sonra Harun Reşit, Bermekilerin, sarayı ele geçirdiğini, onu devre dışı bıraktıklarını, inisiyatifini öldürdüklerini farkedince, Bermekilerin kılıçtan geçirilmesini emrediyor. Sıra bahçıvana gelince, hemen Bermeki olmadığını belgeleyen Sultan’ın imzalı, mühürlü kağıdı çıkarıyor: “Ben Bermeki değilim” diyor.
Kılıçtan geçirme operasyonunun ardından Harun Reşit, emrinin yerine getirilip getirilmediğini sorunca veziri, “Sadece bir adam var. Elinde de senin imzaladığın bir kağıt var. Ben, Bermeki değilim diyor” sözlerini iletiyor. Sultan da hemen, “Hatırladım ben onu, onu çağırın hemen” emrini veriyor. Bahçıvan, huzuruna getirildiğinde soruyor:
“Sen nereden anladın bugünün geleceğini?” Bahçıvan, şu manidar yanıtı veriyor: Hani o elmayı koparmak isterken, vezir senin omzuna bastı ya… İşte ozaman ben dedim ki eyvah!, bizim sonumuz geldi.
Sizin ki alicenaplık, onun ki şımarlıklık
Harun Reşit araya girip, “Ama ben dedim omzuma bas diye” dese de bahçıvan, “Farketmez, sultan olarak siz diyebilirsiniz, seninkisi alicenaplıktır, onunkisi ise şımarıklıktır. Vezirin, beni çağırıp, benden istemesi gerekirdi. Bir adam halifesinin, sultanının omzuna basacak kadar cüretkar olduysa, bunun sonu felakettir” karşılığını veriyor.
Omzuna değil tepesine bastılar
Şimdi azizim bunlar (Pararlel yapıyı kastediyor), omzumuza basmadılar, Tayyip Erdoğan’ın da omzuna basmadılar, tepesine bastılar!”
SP Gençlik Kollarından “Faiz Mikrobu“ Açıklaması
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.