Nurettin Karabayır; ‘Klasik Dernekçilikten Çıkmak Gerekiyor’

Röportaj: Tuğçe HUY/ Emin Haber- ARNAVUTKÖY… Yaklaşık 4 ay önce Arnavutköy Horosanlılar Derneği başkanlığa seçilen Nurettin Karabayır, yaptığı farklı çalışmalarla dikkatleri üzerine çekiyor. Klasik dernekçilik faaliyetlerinin ötesinde çalışmalar yürüten Horasanlılar Derneği’nce uygulamaya geçirilen sosyal sorumluluk projelerinden biri olan “Gelişim tarama testleri” ilçe halkı tarafından yoğun ilgi ile karşılandı.

Arnavutköy Horosanlılar Derneği ve faaliyetlerini Emin Haber’e anlatan dernek başkanı Nurettin Karabayır, “İyi bir gelecek için klasik dernekçilikten çıkmak gerekiyor yani farklı olmak gerekiyor” dedi. Klasik dernek anlayışından daha farklı çalışmalar yürütmek istediklerini ve bu amaçla pek çok çalışmayı daha iyi bir nesil yetiştirme adına gerçekleştirdiklerini söyleyen Karabayır, şunları kaydetti;

“Ben yaklaşık 4 ay önce dernek başkanı olarak seçildim, seçildikten sonra klasik dernek anlayışından farklı çalışmalar yürütmek istedik ve ortaya böyle bir manzara çıktı. Dernek başkanı olur olmaz yaptığımız ilk faaliyet üniversiteli gençleri bir araya getirmek amacıyla geniş bir tarama çalışması başlattık.

‘65 ÖĞRENCİYE BURS İMKANI SAĞLADIK’

O dönemde yaklaşık 200’e yakın Üniversite öğrencisiyle irtibata girdik ve bu 200 öğrencinin yaklaşık 120 tanesi kız 80 tanesi de erkekti. Biz daha sonra kız öğrencilerle ayrı, erkek öğrencilerle ayrı buluşmalar yaptık ve bu buluşmalardan sonra onlarla ilgili bir burs çalışması yapma ihtiyacı hissettik, başından beri düşündüğümüz şey buydu aslında, burs çalışması başlatmaktı. Şuan o dönemde yaptığımız çalışmalar içerisinde 65 öğrenciye biz burs vermekle ilgili çalışmalarımızı yapıyorduk.  Başvuru aldık yine bu şekilde 110 öğrenci başvuru yaptı, bu 110 öğrencinin 65’ine biz burs imkanı sağladık. Burs bağlanan öğrencilerin 44 tanesi kız, 21’ i de erkek oldu. Bizler kızlara başından beri pozitif ayrımcılık tanıyoruz yani neredeyse 2 katı farkındaysanız. Bunun dışında bizler yine kadınlarla ilgili seminerler ve söyleşiler başlattık, ilk yaptığımız seminer dernekteydi”

‘14 GÖNÜLLÜ PSİKOLOGUMUZLA BU ÇALIŞMAYI YÜRÜTTÜK’

İkincisi ise Arnavutköy Belediyesi Kadın Kültür Merkezi’nde yaptık, bununla çocuklarda gelişim problemleri, başarılı çocuk yetiştirme, çocuklarda bağımlılık konulu seminerler düzenledik. Bu seminerlerden sonra şöyle bir şey hasıl oldu. Aileler çocuklarını çok tanımıyorlardı. Yani başarılı çocuk yetiştirecek ama çocuğun ne seviyede olduğunu bilmiyorlardı. Dediğim gibi aileler çocuklarını tanımadıkları için yapılan bu çalışmalar yerlerine çok ulaşmıyordu. Bizde ondan dolayı böyle bir proje geliştirme kararı aldık. Sağolsun Büşra hocamda bize destek verdi, şuan 14 tane gönüllü psikolog var bugün Ekim ayının başından itibaren ön başvuru aldık. 65 öğrenci hedefimiz vardı, talep çok yoğun olunca biz bunu 108’e kadar genişlettik ve bugün 108 çocuğu buraya davet ettik ki davetsiz gelenlerde var ama biz onları da boş göndermiyoruz. Onun dışında bu tarz projeler yapmaya devam edeceğiz inşallah niyetimizde o var. Nereden çıktı demiştiniz bana tamamı ile şuradan çıktı, iyi bir gelecek oluşturmak istiyoruz. İyi bir gelecek içinde klasik dernekçilikten çıkmak gerekiyor yani farklı olmak gerekiyor” diyerek sözü Uzman Klinik Psikolog Büşra Aras’a bıraktı.

Yapılan çalışmayla ilgili ayrıntılı bilgi veren Uzman Klinik Psikolog’u Büşra Aras, Nurettin Karabayır’ın dernek başkanı olduktan sonra yapılan birçok projeye katkıda bulunduğunu anlatarak söyle devam etti; “Nurettin Karabayır dernek başkanı olduktan sonra 3 aya yakındır birçok projeler geliştirildi. Bu projelerde daha çok kadınlara ve çocukları noktasında daha bilgili olmasını önemseyen biri kendisi.  Bu noktada benimle de iletişime geçti, şöyle bir şey yaptık biz burada annelere yönelik seminerler düzenleyerek teknolojiyle, anne-çocuk iletişimiyle alakalı birçok seminerimiz oldu, zaten bu noktaya getirende daha önceki aktivitelerimizdi. Biz seminerler yaparken ailelerden şöyle bir geri bildirim aldık, çocuklarımızın gelişimleri acaba nasıl, çünkü orada anne çocuk iletişimi nasıl gelişir, bu noktada ailelere bilgi verdik. Hepsi aslında biraz çocuklarının akademik başarılarının iyi olup olmadığını, gelişimlerinin normal olup olmadığına dair bir takım soruları oldu ve aslında gelişim tarama testi fikri de buradan yola çıktı”

“Biz bu test uygulamaları için bir aydır internet üzerinden ve sosyal medya üzerinden ailelerle iletişime geçildi; tanıtımlar yapıldı, böyle bir test projesi olacağına dair ailelere söyledik, derneğe başvuranlar oldu, özellikle seminerlerde de duyurusunu yaptık ve neticesinde projemize çok yoğun bir ilgi başlamış oldu. Velilerden bu test sonucunda gelen tepkiler çok olumlu yönde oldu. Çünkü bu testler Avrupa ülkelerinde, aileler belli sıklıkla yapılıyor. Yani yılda bir kez çocuklarının gelişimlerinin iyi olup olmadığını dikkatlerinde bir problem var mı, öğrenmesinde bir problem var mı, bunu ölçmek için yapılıyor. Ama bu bölge biraz kırsal olduğu için aileler bu konuda çok bilinçli değil. Bizim amacımız zaten burada bunu yapmak çünkü dışarıda örneğin aktif olarak Bakırköy’de çalışan biri olarak söylüyorum, belli aralıklarla oradaki aileler düzenli getiriyor ama buradaki ailelerin test hakkında hiçbir bilgileri yok maalesef. Bizimde bu bölge insanına hem çocuklarının gelişimizi iyi takip etmeleri, çocukları hakkında onlara ipucu verme ve daha sağlıklı nesiller yetiştirmeye destek vermek için derneğimizle beraber ‘Denver 2 ve Catell 2 Gelişim Tarama Testleri’ 0-6 yaş gruplarına gönüllü olarak yapmaya karar verdik. Bu teste katılım düzeyi ilk başta 65 kişi olarak belirlemiştik daha sonra yoğun katılım olunca biz onu 108 kişiye çıkardık Bu testi şuan burada yapan 13 psikolog arkadaşımız var ve tamamı gönüllü olarak çalışıyor. Bizim ailelerden herhangi bir talebimiz yok, biz bunu Sosyal Sorumluluk Projesi kapsamında derneğimizin başlatmış olduğu bir uygulamadır”

‘İKİ HAFTALIK DEĞERLENDİRME SÜRECİNDEN SONRA SONUÇLARI GÖNDERİYORUZ’

“Bu test her yerde yapılan ortak bir test olduğu gibi aynı zamanda geçerliliği ve güvenilirliği de vardır. Dışarıda yaptırılmak istendiğinde hayli maliyetli olduğu için ailelere bunu bizler yapmak- yaptırmak istedik. Bu bölge hem fiziki şartlarda hem de maddi anlamda zayıf bir bölge olduğu için özellikle burayı seçtik,  çünkü çocuklara daha önce yaptırmamışlar, örneğin çocuk 3 yaşına geliyor ve çocukta öğrenme güçlüğü oluyor bilmiyorlar. Sonra ne mi oluyor, çocuk 3 yaşından sonra hem psikolojikmen etkileniyor hem de bir rapor sürecine giriyor ve neticesinde de özel eğitime gitmek durumunda kalıyor. Aslında aile onu 1. Sınıftan itibaren ya da çocuğu 6-7 yaşındayken 1 kerede olsa bu testi yaptırsaydı böyle bir sorun belki de yaşamayacaktı.

Testten sonra 2 haftalık bir durum değerlendirmesinden sonra ailelere yazılı olarak kapalı zarfta gönderilecek. Yani kimsenin kimseyle kıyaslanmaması için ve hatta bu testi yaparken bile aileye bilgi vermiyoruz. Mesela olumlu ya da olumsuz. Çünkü aile burada olumsuz bir şeyle karşılaşmasını istemeyiz bunu hazırlayıp söylemek gerekiyor”