Bakış açınızda eğer İslamiyet inancı ve İslami hayat anlayışı varsa hayatınız bonuslarla dolu demektir. Güzellikleri görebiliyorsanız hayat daha güzel daha bir anlamlıdır. Her yaptığınız işten bir anlam çıkartabilir farklı yorumlar yapabilirsiniz. Bir durum karşısında ya şükreder yada hayıflanarak isyan edersiniz. Bakış açınızda hep güzellikler varsa güzel görür, güzel söyler, güzel düşünürsünüz. Değil midir, “Yaradılanı severiz Yaradandan ötürü”, ne güzel ifade buyurmuştur Yunus Emre. Yine Hazreti Mevlana’nın diliyle, “Bütün insanları sev ki, daima çiçekler ve güzel bahçelerin içinde bulunasın. Eğer hepsini düşman bilirsen, düşmanların hayali gözünün önüne gelir ve sanki gece gündüz dikenlikler ve yılanlar arasında geziyormuş gibi olursun”.
Ülkemizde uzun yıllar milletimiz Sağ-Sol, Alevi-Sünni, Türk-Kürt, Laik-Antilaik diye birbirlerine düşürülmedi mi? Kimlerin oyunuydu bu? Yıllarca bu güzelim ülkemizin parası heba edilmedi mi? Bakış açınızda bonusları dünya saltanatı için mi, ahiret saltanatı için mi toplamak yer alıyor? Tüm mesele aslında burada yatıyor.
Dinimiz, insanoğluna içinde bulunduğu toplumla iyi münasebetler içinde bulunmasını ve öldükten sonraki hayatını unutmamasını ister. Bunun içinde şahsi menfaatlerimizin, dostluklarımızı bozmasına fırsat vermemeli ve egoistçe tavır takınılmamalıdır. Egoist insan her şeyi kendisi için ister, paylaşmayı bilmez. Kendin için istediğini, Müslüman kardeşin içinde istemedikçe gerçek mümin olamazsın buyrulur.
Tüm bu hassasiyetleri taşıdıktan sonra etrafımız bonuslarla dolup taşar. Bir müslümanın başka bir müslüman üzerinde birçok hakkı vardır. Karşılaşınca selam vermek, davet edince davetine gitmek, nasihat isterse yardımcı olmak, aksırıp Elhamdülillah derse Yerhamükellah demek, hastalanırsa ziyaretine, ölürse cenazesine gitmek. Bakınız aslında sadece dil ile söylenen sözcükler. Ne kadar da kolay etrafımızdan bonus toplamak. Kabe’ye bakmak, Mushaf’a bakmak, Alimlerin yüzüne bakmak, eşinizin ve çocuklarınızın, anne ve babanızın yüzüne bakmak, Allah’ın yarattıklarına akarsuya, göğe, dağa, taşa v.s. bakmak ta ibadet hükmü taşır. Kalbin cilasıdır, gözün nurunu artırır. Sadece göz ile yapılan ancak bonusu bol olan ibadetlerdir.
Dünya hayatı herşeye rağmen birlikte paylaştığımız ve kıyamete kadar da öyle olmaya devam edecek bizlere bahşedilen ikramlar manzumesidir. Onu yüceltmekte, zora sokmakta bizim elimizde.
ADAB-I MUAŞERET-3
Dostları ziyaret etmek önemli bir adab-ı muaşeret kuralıdır. İstanbul şartlarında çokça ihmal ettiğimiz konulardan biridir. Ziyaretçiye güleryüz göstermek, hoş davranmak, ikramda bulunmak ve hediye vermek sünnettir.
Sultangazili Kadın Kuaförler Başkan Altunay İle Bir Araya Geldi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.