Sultangazi Müteahhitler Derneği Başkanı Osman Derdiyok ile ekonomi ve siyaset üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.
Gezi Parkı olayları ve 17-25 Aralık operasyonlarının Türkiye’nin ekonomisine büyük bir darbe vurduğunu söyleyen SUMDER Başkanı Osman Derdiyok, 1 Kasım’da yapılacak olan erken seçimle ilgili de iddialı açıklamalarda bulundu.
Sultangazi Müteahhitler Derneği Başkanı Osman Derdiyok’a ilk olarak 7 Haziran genel seçimlerinden sonra inşaat sektörü başta olmak üzere ülkede yaşanan piyasa durgunluğunu soruyoruz. Kimileri ne göre ülkede şu anda bir ekonomik kriz var. Kimileri ne göre ise böyle bir kriz söz konusu değil. Peki, İlçenin en büyük ekonomik ve istihdam gücünü elinde bulunduran sektörün temsilcisi Osman Derdiyok’a göre böyle kriz var mı?
GEZİ PARKI OLAYLARI VE 17-25 ARALIK OPERASYONLARI EKONOMİYİ SIKINTIYA DÜŞÜREN ANA KAYNAKLARDIR
Türkiye ekonomisinin global ekonomi ile entegre olmuş dünyanın 17.ci büyük ekonomisine sahip olduğunu söyleyen Derdiyok, “Dünyada birisi nezle olduğu zaman, sizde baş ağrısını çekiyorsunuz. Gerek Eoru’da ki gizli devalüasyon, gerek ise dünyanın en büyük ekonomisinin para politikalarını yöneten Amerika Merkez Bankası’nın dünyadaki paranın emisyonu ile ilgili aldığı karar doğrultusunda ekonomide bir durgunluk yaşanmıştır.
Ancak ülkemizde ekonomi Gezi Parkı olayları ve 17-25 Aralık operasyonlarıyla büyük bir darbe aldı. 2009 yılından bu yana herkesin ekonomik olarak yaşadığı sıkıntıyı bizler çok hafif sıyrıklarla 2013 yılının 17 Aralık’ına kadar getirebildik. 17-25 Aralık operasyonlarıyla beraber ülkemizde işler tersine döndü. Yani süreç aslında seçimle başlayan bir süreç değil. Ekonominin sıkıntıya girmesi, piyasalarda yaşanan durgunluğun ana kaynağı Gezi Parkı olayları ve 17-25 Aralık operasyonlarıdır. Akabinde Cumhurbaşkanlığı, yerel yönetimler ve genel seçimlerin yapılması da tuzu biberi oldu. 17-25 Aralık ve Gezi Parkı olaylarının ülkemize maliyeti 100-150 Milyar Dolar aralığında olduğunu ekonomistler yaptıkları analizlerde açıklamışlardı.” Dedi.
MÜSLÜMAN İNSANLARA ZARAR VERDİLER
17-25 Aralık operasyonlarıyla ilgili ise SUMDER Başkanı Osman Derdiyok bir gerçeğe dikkat çekerek, demokratik yollarla seçilmiş meşru hükümete karşı planlanan sivil darbenin Müslüman insanlara zarar verdiğini söyledi. Türk halkının yapılan bir istatistik çalışma sonucu dünyanın en çok çalışan halkı olduğunu belirten Derdiyok, “Bizler 45 saat gibi bir zaman dilimiyle dünyada en çok çalışan milletiz. İkinci Meksika ve üçüncü sırada Japonya yer alıyor. Böyle bir durumda meşru hükümete karşı darbe yapmak adına sivil bir darbeye kalkışanlar diyetinin zararını kendi zeminlerine verdiler. Yani bu ülkede ki Müslüman insanlara zarar verdiler. Bu ülkede ekmeğini taştan çıkarmaya çalışan, dünyanın çalışma rekortmeni olan millete bu zulmü yaptılar.” İfadelerini kullandı.
İSLAM ÜMMETİNİN YENİDEN DİRİLİŞİNE TAHAMMÜL EDEMEYEN KESİMLER İTTİFAK YAPTILAR
Osman Derdiyok ile yaptığımız sohbette 7 Haziran genel seçimlerinde sandıktan çıkan “Uzlaşın” mesajını, koalisyon görüşmelerinin yanı sıra, koalisyon ile ilgili de düşüncelerini, MHP ve HDP’nin bu süreçte ki tavrını sorduk.
Herşeyden önce şunu iyi görmek lazım. Ülkemizde ki gerginliklerin, uluslararası güçlerle yapılan gizli koalisyonların, ittifakların, birbiriyle hiç alakası olmayan fikri birlikteliklerin tek bir amacı vardı. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın özelinde İslam ümmetinin yeniden dirilişine tahammül edemeyen kesimler ittifak ettiler. Ne pahasına olursa olsun Türkiye’de ki istikrarı hedeflediler. Ve bunu da maalesef başardılar.
CHP EĞER BİR TEZ İSE, AK PARTİ BU TEZİN ANTİ TEZİDİR
7 Haziran seçimlerinden sonra ise aklı selimin hakim olması gerektiğini, toplumsal bir konsensusun oluşması gerektiğini, Türkiye’nin 82 anayasasından kurtulması gerektiğini, yerel yönetimler mevzuatının daha demokratik bir düzene oturtulması gerektiğini, siyasi partiler kanunun da ve barajla ilgili dönüşümlerin yapılması gerektiği noktasında fikirlerimi daha önce bir gazeteye vermiş olduğumu demeçte belirtmiştim.
Ve ülkenin kurucu unsuru olduğunu iddia eden CHP ile Ak Parti’nin yapacağı bir mega koalisyonun ülkenin sivil bir anayasaya kavuşmasını ve bu toplumsal geriliminde minimize edilmesi hususunda bir çare olacağı noktasında bir fikir beyan etmiştim. Ben açıkçası halen aynı noktadayım. Ama o zamanda bunun bir hayal olduğunu da söylemiştim. Türkiye bunu kaçırdı, başaramadı. Siyasiler egolarına maalesef kurban ettiler bunu.
Şu gerçeği de göz ardı etmemek lazım. CHP eğer bir tez ise, Ak Parti bu tezin anti tezidir. Ancak hayalleri olan insanlar başarır noktasında, ben çıtayı yüksek tuttum. Yani bu ülkenin artık bu kamburlardan kurtulması gerektiğini, bir sivil anayasal sistem adına tezin de, anti tezinde bir araya gelmesi gerektiğini, eğer söz konusu memleket ise gerisi teferruat noktasında bir ittifakın olacağını düşündüm. Ama bunu ülke olarak başaramadık.
MHP’NİN BARAJIN ALTINDA KALMA RİSKİ VAR
Ülkeyi sevdiğini iddia eden insanların sözde bu ülkeyi sevdiklerini gördük. Çünkü ülke ateş çemberi içerisindeyken, hiçbiri sorumluluk almadı. Ve sanki Türkiye Cumhuriyeti Devleti değil de, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Cumhuriyetiymiş gibi bütün sorumluluğu Ak Parti’nin sırtına yükledi. Sorumluk almaktan kaçtılar. Özellikle MHP için bunu söylüyorum. Bunda seçmenin ciddi bir şekilde cezalandıracağını düşünüyorum. Türk insanı basiretlidir. Kendisine yapılan iyiliği ve kötülüğü asla unutmaz. Kendi nefsine yapılan kötülüğü affeder. Ama ülkesine yapılan kötülüğü asala affetmez. Bu süreçte gördüğüm MHP’nin 1 Kasım seçiminde ciddi bir şekilde barajın altında kalma riski ile karşı karşıya kalmasıdır.
HDP KENDİSİNE VERİLEN FIRSATI KÖTÜYE KULLANDI
HDP ise 1-2 puan altında kalarak, ciddi bir oy değişikliği olacağını düşünmüyorum. Çünkü toplum şiddeti tasvip etmiyor. Türkiye toplumu bir an önce barış ve kardeşlik projesinin ihya olmasını ve bu ülkede herkesin eşit haklarda, eşit zeminlerde buluşup kardeşçe yaşamasını istiyor. Aslında HDP’nin 7 Haziran’da aldığı yüzde 13’lük oy oranı da barış ve kardeşlik projesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde hayata geçirmeleri için kendilerine verilmiş olan bir fırsattı. HDP bu fırsatı maalesef çok kötü kullandı. İnşallah 1 Kasım’da vatandaşımız gerekli dersi verir. Bu insanlarda akıllarını başlarına alırlar.
GEMİ SU ALIRSA HEPİMİZ OKYANUSA GÖMÜLÜRÜZ
Peki, bundan sonra ne olacak? 1 Kasım’da erken bir seçime gidiyoruz. Seçmen iradesini sandığa nasıl yansıtacak?
SUMDER Başkanı Osman Derdiyok, sohbetimizin son kısmında sorduğumuz bu sorulara; “Öyle yada böylede taşlar yerine oturacaktır. Bizler yaşanan her şeyden ders çıkarmasını biliriz. Ve gerektiği zamanda kime gereken kartı göstereceğimizi de çok iyi biliriz. Vatandaşlarımız son aylarda yaşanan bütün olayları çok iyi analiz ederek, çok doğru bir karar verecektir. Sandık çözümdür. Yaşanan her şeyi görsel ve zihinsel hafızasına kaydeden vatandaşlarımız 1 Kasım’da sandığa gidecek. Vatandaşımız vicdani noktada kimlerin hata yaptığını da gayet iyi biliyor. Buna göre de tercihini yapacaktır.
Bizim ümidimiz bu ülkenin bir istikrar, huzur adası olmasına devam etmesidir. Biz ülkemizde ekonomik ve sosyal olarak gayet iyi bir durumdaydık. 7 Haziran’dan sonra tekrar başlayan terör olayları, toplumu terörize ederek Türkiye’yi bir çıkmaza sokmak isteyen insanları da aklını başına alması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu gemi su alırsa hepimiz okyanusa gömülürüz.” Diye cevapladı.
Bu seçimde tek kurşunluk şansımız var
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Milliyetçi hareketin baraj altı kalacağını düşünüyorsan yada umut ediyorsan… bir zahmet senden ev alanları bizde 2 defa düşünmeye davet ediyoruz… Sultangazide ki kira fiyatları yoksulluğa tek kelime yok lakin Siyaset prof’u zatı alleri
sana mı kaldı MHP yı elestırmek senın ısın ne cımento kumla ınsaatla ugras haddını bıl dernek baskanlıgın neyı gerektırıyorsa onu yap