Gazeteci Fatih Tezcan’ın Analizmerkezi.com’da ‘15 Temmuz’un Siyasi Ayağı ve Cunta Hükümeti Kimlerdi?’ başlığıyla yayınlanan makalesi sosyal medyada paylaşım rekoru kırıyor. Tezcan yazısında FETÖ’nün darbe girişiminde başarılı olması durumunda Abdullah Gül’ün Cunta hükümetinin Cumhurbaşkanı, Ahmet Davutoğlu’nun Cunta hükümetinin Başbakanı, Hakan Fidan’ın ise Cunta hükümetinin Dışişleri Bakanı olacağını ifade etti.
İŞTE FATİH TEZCAN’IN O YAZISI
Her darbenin bir siyasi ayağı vardır. Oysa 15 Temmuz sonrası kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Her zaman olduğu gibi topa girmek işi bana kaldı. Elbette bu yazıdan sonra Goygoy Medyası’ndaki kriptolar yine bize saldırıya geçeceklerdir ama maskelerini erken düşürdüm, etkili olamazlar.
15 Temmuz Darbe Girişimi başarılı olsaydı veya sonrasında yazdığım yazıda işaret ettiğim 2.etap başarılı olursa kimin Cumhurbaşkanı kimin Başbakan olacağına dair konuşmanın zamanı geldi.
Soru cevapla gidelim…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Ne Olacaktı?
Allah bilir, şehid edilme ihtimali kesinlikle yüksekti ama daha çok rehin almayı tercih edeceklerdi. Kahraman (?!) yapmamak, Üst Akıl’ın Lahey Planı’na mecbur bırakmak, öldürülürse sonrasında saha kontrolünde zorlanmamak gibi sebepler, öldürme yerine esir alma opsiyonunu yükselten sebeplerden sadece bazıları.
Tayyip Erdoğan Sonrası Planları Neydi?
Erdoğan hapsedilecekti. Vatana ihanetten ve uluslararası terörizme yardım ve yataklıktan yargılanacaktı. Uydurma delillerin tamamı 5000 küsür sayfa tutuyor. Bu tamamı uydurma delillerin bilgisi gerekli yerlerde var. FETÖ Okulları’nda okutulup pasaport verilen DAEŞ’li figüranlar bile ifade vermeye hazırlanmıştı.
Darbe sonrası tanklar sokakta uzun süre kalmaz. Ekonomisi tamamen bitmiş bir ülke, Darbeciler’in de isteyeceği bir durum değildir. Ayrıca darbe bildirisine bakarsanız görürsünüz ki darbeciler zaten ‘daha demokrat bir Türkiye’ palavrasını öne sürmektedirler. Hızla normalleşme ve rahatlama düzenine geçilmesi 3.nesil darbe konseptinin Üst Akıl’ca yazılmış senaryosunun olmazsa olmazıdır.
Medya nasıl olacaktı?
Bazılarının ‘havuz medyası, yandaş medya’ dediği benimse bir süredir Goygoy Medyası olarak nitelediğimyayın kuruluşları, Recep Tayyip Erdoğan’ı arasıra savunsa da yeni cumhurbaşkanı, yeni başbakan ve yeni konsepti de savunacaktı.
Bu kesinlikle Erdoğan kötülenerek yapılmayacak, bilakis, olanda hayır vardır gibi klişe söylemlerle desteklenmiş, fark edilmesi zor bir vefasızlıktan beslenen, son derece profesyonel taktiklerle uygulanacak bir ‘Erdoğansızlaştırma’ stratejisi izlenecekti. Ahmet Davutoğlu’nun “Tayyip Erdoğan AK Parti’nin EFSANE lideri” söylemini hatırlıyor musunuz? İşte tam böyle bir hava oluşturulacak, Millet Efsane diye diye efsunlanacaktı…
CB Erdoğan sonrası Cumhurbaşkanı kim olacaktı?
15 Temmuz Sonrası Cunta Hükümeti’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’dür.
Abdullah Gül’ün FETÖ’den tutuklanan Vali Hüseyin Avni Mutlu’ya Gezi Darbe Girişimi sırasında Taksim’in etrafındaki barikatları kaldırma talimatı verdiğini başdanışmanı Ahmet Sever’den öğrendi Türkiye… Şamil Tayyar Beyaz Tv’de ve acizane bendeniz TGRT’de bu Gül gibi operasyonel kitabı çürütmüştük. Goygoy Medyası CB Erdoğan’a saldıran bu kitaba çıtını çıkaramamıştı.
Cumhurbaşkanı Gül’ün kendilerine Gezi’nin kapılarını açtığı 1000’lerce otobüsün içinde yaklaşık 100 otobüs Hatay Kurtuluş Örgütü’ne (Liva Tahrir Antakya) bağlı silahlı militan vardı. Bunlara DHKP-C de diyebilirsiniz. FETÖ’cü Emniyet Müdürü Ramazan Emekli’nin çadırları yaktırmasıyla başlayan Gezi Olayları’nda İstanbul’da polise kan kusturan işte bunlardı.
17-25 Aralık öncesi Abdullah Gül’ün son ziyareti İngiltere’ye olmuştu. Kraliçe’nin Okulu’ndan mezun olan Abdullah Gül Kraliçe’nin adamlarınca ağırlanmıştı ve bunları Twitter adresinden paylaşmıştı. Kırkı çıkmadan 17-25 Aralık Darbe Girişimi oldu. Abdullah Gül yine mesajı almış olacaktı ki hiç ses çıkarmadı, bir twit bile atmadı. Erdoğan yine düşmemişti ve dünyası başına yıkılmıştı.
Sonrasında Mısır’daki Darbenin Cunta Lideri Sisi’ye mektup göndermesi de Tayyip Erdoğan’a karşı yaptığı salvolardan ve uluslararası camia’ya yönelik ‘onu almayın beni alın’ mealindeki göz kırpışlarından biriydi. İlk tepkiyi yine ben 14 Nisan 2014’te vermiş “Türkiye’ye lider olamaz” demiştim. Tepki almıştım ama önemseyen kimki… Benden birkaç gün sonra Başbakan Erdoğan Abdullah Gül’ü sert bir cevapla bozunca bana gelen tepkilerin sahipleri fişlendikleriyle kalmışlardı.
BOYDAK Fethullahçı Terör’ün Kayseri’deki lider grubuydu ve maalesef Devlet’e Cumhurbaşkanlığı yapmış olan Abdullah Gül, şu an hapiste olan bu vatan haini teröristleri saygıyla anarak sahip çıkmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan vefa huyu sebebiyle midir bilinmez, sabıkası bu kadar kabarık olan Abdullah Gül’ü fotoğraf karelerinin dışında tutmak istemedi.
15 Temmuz Sonrası Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olacak o da “Yaşananlar çok olumsuz ama Türkiye daima ileri bakan bir ülkedir. Tayyip Erdoğan unutulmaz işler yapmıştır ama artık…” gibi profesyonel geçişlerle durumu kontrol altına almak isteyecekti. Niyet okuyorsun diyen dönüp yukarıda saydığımız sabıkaların niyet mi arşivlere geçmiş realiteler mi olduğuna baksın… Bunlar daha birşey değil… Abdullah Gül’ün yakın arkadaşlarına söylediklerini de biliyoruz ama paylaşmak şimdilik gereksiz.
Darbeyi yaptıran Üst Akıl’ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’dür ve bu isim kendisine karşı çıkılması zor, kötünün en iyisi olarak kabul edilebilecek bir isimdir.
Yurtta Sulh (Sus) Cuntası’nın Dünyada Sulh (Sus) Kanadı’nın lideri, Abdullah Gül’dür. Elbette kendisine büyük uyum sağlayacak Başbakan ile birlikte değerlendirilmelidir.
15 Temmuz Sonrası Cunta’nın Başbakanı Kim Olacaktı?
15 Temmuz Sonrası Cunta Hükümeti’nin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’dur.
Ahmet Davutoğlu, Başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyimiyle ‘Paralel Diplomasi’ yapmıştır. Emperyalizm’e meydan okuyarak Türkiye ve CB Erdoğan ile ilişkilerini güçlendiren Suudi Arabistan’a Erdoğan’a sormadan giden Ahmet Davutoğlu, 1.5 yıldır üzerinde biriken tüm şüpheleri doğrulamaya başlamıştır.
Nedir bu şüphelerin ağa babası derseniz, CHP ile koalisyon meselesidir. CB Erdoğan kesinlikle istemediği halde Üst kıl’ın dayattığı ve Bülent Arınç gibi kendi deyimiyle ‘ahmak’ işbirlikçilerin dillendirdiği AK Parti- CHP Koalisyonu’nu savunmak, Ahmet Davutoğlu’nu havada asılı bir başbakan yapmıştı. Ama 7 Haziran sonrası kendisine verilen koalisyon görevini yapmayı seçmişti, kendince haklıydı ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bu derece küçümsemek, onu egosuyla komik duruma düşenler arasına sokmuştu. Oysa Tayyip Erdoğan’ın ‘Efsanevi Lider’ falan değil düpedüz ve ölene kadar ‘Güncel ve Reel Lider’ olduğunu idrak etse, başına Pelikan’ın pisliği düşmezdi.
CB Erdoğan’a haber vermeden Merkel’i araya koyarak Obama ile randevu almak, Davutoğlu’nun kendisini bitiren hareketi oldu. Ahmet Davutoğlu’nu Obama ile randevusunun olduğu 22 Mayıs günü AK Parti Kongresi’nde yeni Başbakan’ı selamlatmak durumunda bırakan ne Tayyip Erdoğan ne Pelikan, sadece kişisel hırsı ve yanlış korelasyonları, örtülü bir darbeyi andıran tehlikeli hesaplarıydı.
Ahmet Davutoğlu’nu Ocak 2014’te tam gözaltına alan benim için Pelikan Bildirisi’nde yeni birşey yoktu. Türk Devleti imzasız bildiriyle başbakan indirmek zorunda kaldı mı? Bu soru bu yazının konusu değil ama net olan şudur ki, 15 Temmuz Sonrasının Başbakanıydı.
Pelikan Bildirisi’ni birkaç bin kişiden başkası okumadı. Halk Ahmet Davutoğlu’nun neler yaptığını, neden gönderildiğini bilmedi. Bu, darbeciler için bir koz oldu. Benim Pelikan Bildirisi’ne daha o günlerde karşı çıkmamın sebebi de buydu. “Bu adamı daha sonra kullanacaklar, böyle olmaz, halkın herşeyi bilmesi lazım” demiştim ama devlet ağırlığını ve işleyişini bilmeyen bir öğüt’me cihazına ihale edilen konu, kimseyi bağış’lamamıştı.
Kayseri Grubu’nun kripto lideri Abdullah Gül’ün darbe sonrası Erdoğansızlaştırma stratejisinde en büyük yardımcısı, şüphesiz Konya Grubu’nun kripto lideri Ahmet Davutoğlu olacaktı.
Olacaktı dememe takılmayın, Allah muhafaza, yarın başarılı olacak bir darbenin sonunda, ertesi gün dayatılacak ve bazı işbirlikçilerce topluma “Allah’a tevekkül ettik! Erdoğan çıkana kadar Abdullah Gül ve Ahmet davutoğlu ile Devam İnşaallah!” yedirilecek isimler bunlardır. Erdoğan’ın dik duruş kazandırdığı Türkiye’yi Emperyalizm’in istediği omurgasızlığa kahkum edecek olan liderler bunlardır.
Kriptoların ne diyeceğini bildiğim için önceden cevaplayayım:
Bunlar ağır ithamlar değil, acı gerçekler…
Kimsenin söyleyemiyor olmasının sebebi, bunların gazetecilik değil ortam sazanlığı yapmaları…
Menfaat ilişkileri ve kişisel ikbal hesapları yapıyor, istikbal korkuları yaşıyor olmaları… Oysa övünmek gibi olmasın ama dedelerim akıncı benim… Önden gider, önceden söylerim…
İnanmıyorsanız daha darbenin 7’si çıkmadan 21 Temmuz 2016 sabahı 07:57’de “Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu gibi isimler, bu süreçte devlette önemli görevler üstlenebilirler / üstlenmeliler” twiti atıp sonra tarafımdan deşifre edildiğini görünce silen arkadaşa sorun…
O da olmadı, FETÖ’cü Kayseri Grubu’nun korkusundan bana “Bu Kanalda Fethullah’ın F’sini Etmeyeceksin Fatih Tezcan!” diyen korkaklara da sorabilirsiniz…
Cunta Hükümeti’ni yazdım.
Yukarıda anlattığım ‘Kurbağa taktiği’ ile Ak Partililer’i ikna edecek Cunta Medyası’nı da geçen haftalarda Twitlerimle, sorularımla ve Periscope yayınlarıyla boşa düşürmüştüm. Gerekirse isim isim bir yazı da onlar için yazarım. Panik yapmasalar, ağabeylerine olduğu gibi bize karşı da uslu çocuklar olsalar, size, millete sövmek yerine sorulara cevap verseler, gerek kalmaz aslında….
Bu arada,
Bir tek darbeden sonra istihbaratın başında kim olacak, onu kestiremiyorum. Cuntanın Dışişleri Bakanı Hakan Fidan kimi isterse o olurdu herhalde ama ismi tam bilemiyorum…
Cem Küçük Deşifre Etti
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.