15 Temmuz’u genç nesillere tanıklarıyla anlatmak için Eyüp Belediyesi, Eyüplü gazileri ve şehit yakınlarını lise öğrencileriyle buluşturuyor. Program kapsamında Senai Demirci ile her hafta okulları ziyaret edecek olan gaziler ve şehit yakınları toplamda 16 lisede gençlerle bir araya gelecek. Söyleşinin yanı sıra 15 Temmuz Sergisi gerçekleştirilerek Eyüp Belediyesi’nin hazırladığı “15 Temmuz Şahlanışı” belgeseli gösterimi yapılıyor.
Eyüp Belediyesi ve Eyüp Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından organize edilen “Eyüplü Gaziler Gençlerle Buluşuyor” program dizisi Eyüp Anadolu Kız İmam Hatip Lisesinde, 15 Temmuz fotoğraf sergisi ve gaziler tarafından yapılan konuşmalarla gerçekleşti.
Eyüplü gazilerin 15 Temmuz hain darbe girişimini ve o gün neler yaşadıklarını, nasıl gazi olduklarını ve gençlerden bu ülkenin neler beklediğini anlattıkları programın sunuculuğunu yazar Dr. Senai Demirci yaptı. Öğrencilerin çok yoğun katılımı ile gerçekleşen programa 8 yaşında gazi olan 15 Temmuz’un en küçük gazisi damga vurdu. Gazilerden Ergin Yapıcı, İskender Çadırcıer ve Fatih Beder 15 Temmuz gecesinde yaşadıklarını gençlere aktardılar.
15 TEMMUZ’UN EN KÜÇÜK KAHRAMANI
Küçük yaşına rağmen gözünü dahi kırpmadan, anne ve babasıyla birlikte elinde bayrağıyla hainlerin karşısına dikilen 15 Temmuz’un en küçük gazisi Batuhan Çetinel o gece yaşadıklarını salonda bulunan abi ve ablalarına anlattı. Konuşmasına; “Hepinize selamün aleyküm” diyerek başlayan küçük gazi sözlerini şöyle sürdürdü; “Ben Batuhan Çetinel İstanbul Fatih ilçesinde oturuyorum 8 yaşındayım. Akşam vakti haberleri açtığımızda askerlerin sokaklara çıktığını haber aldık. Annem ve babamla beraber hainlerin karşısında durmak için dışarı çıktık. Elimizde bayraklarla Vatan Caddesi’ne doğru gitmeye başladık. Etrafımızda tanklar vardı, başımızın üzerinden helikopterler geçiyordu. O anda kolumda bir acı hissettim sol kolumdan vurulmuştum. Beni hastaneye götürdüler ve hastanede kolum 24 gün alçıda kaldı.” Konuşmasının ardından 15 Temmuz ile ilgili yazdığı şiiri okuyan küçük gaziyi salonda bulunanlar ayakta alkışladılar.
O KADAR KURŞUNLARIN ARASINDA HİÇBİRİMİZ KORKMADIK
Fatih Beder ise yaptığı konuşmada; “ O gece evde yatsı namazını kıldıktan sonra darbe girişiminden haberim oldu. Eşimle vedalaşıp arkadaşlarımla beraber dışarıya çıktım. Edirnekapı’ya kadar yürüyerek gittik. Edirnekapı’da motorlu bir araç bana yardımcı olarak Büyükşehir Belediyesi önüne kadar götürdü. Yaklaşık 50 kişilik bir grupla tekbirler atarak Büyükşehir Belediyesi’nin önüne doğru ilerledik. Etrafımızda bir çok yaralı vardı. O kadar çatışmanın, o kadar kurşunların arasında hiçbirimiz korkmadık. Arkadaşlarımızla yaralıları yardım ettik, onları araçları taşıdık. Özel harekat polisleri geldikten sonra çatışma başladı. Bu çatışma ile beraber bizde Büyükşehir Belediyesi’ne doğru hareket etmeye başladık ki o anda vuruldum.” dedi.
AKLIMA İLK ÖNCE VATANIM, BAYRAĞIM VE MİLLETİM GELDİ
Gazi Ergin Yapıcı konuşmasında; “O geceyi yaşamak benim için çok gurur verici bir şeydi. O geceyi yaşarken aklıma her şey geldi ama ilk önce aklıma vatanım, bayrağım ve milletim geldi. Elimizde sadece bir bayrağımız vardı başka hiçbir şeyimiz yoktu. Ama bunu zaferle kazandık. İş yerinde radyodan bir darbe girişimin olduğunu duydum ve hemen bayrağımı alarak Osmanbey meydanına çıktım. TRT binasına doğru yürümeye başladım ve üzerime kurşunların yağdığını hissettim ama hiç geri adım atmadım. TRT binasının yanına kadar zorla gittik, o kadar çok kurşun sıktılar ki, bu kurşunlardan bir tanesi ile dizimin iki parmak üstünden vuruldum. Yarım saat boyunca orada kaldım. Ondan sonra gelen bir araçla hastahaneye götürüldüm. Allah’ıma çok şükür hayattayım, ayaktayım ve sizler de burada olduğunuz için çok mutluyum.” cümlelerine yer verdi.
EY KALPLERİMİZİ ÇEVİREN ALLAH’IM, KALBİMİ DİNİN ÜZERİNE SABİT KIL
Gazi İskender Cadircier de 15 Temmuz gecesi yatsı namazını kıldıktan sonra arkadaşının oğlunun aradığını ve darbe olduğunu ondan öğrendiğini belirterek şunları söyledi; “Eve gittim ve televizyondan izlemeye başladım. TRT’de askeri bildiri okunuyordu onu görünce hemen sokağa çıktım. Vatan Caddesine gitmeye başladık. O sırada ezanlar, salalar okunmaya başladı. İlerlerken Vatan’da durumun iyi olduğunu Büyükşehir’e gitmemiz gerektiğini söylediler. Orada askerler sürekli ateş ediyorlardı. Askerlerle aramızda yüz metre vardı. Allah bize iman verdi, kalbimizden korkuyu sildi. Tam kurşunların hizasındaydım, kamyonların arkasına geçtim. O an ayağım zıpladı. Orada baldırımın üstünden vuruldum. Etrafımda yaralı insanlar vardı. Arkadaşlar yardımcı oldular beni kenara çektiler. Korkmayacağız, korksak bile devam edeceğiz. Allah’u Teala bunun karşılığını veriyor. Biz elimizden geleni yapacağız, gerisini Allah’a bırakacağız. Ben her zaman “Allah’ım bana şehit olarak ölmeyi nasip eyle” diyorum. Sizde dualarınıza bunu ekleyin. Bir de şunu ekleyin; “Ey kalplerimizi çeviren Allah’ım, kalbimi dinin üzerine sabit kıl.”
Sultangazi Belediyesi temizlik filosu güçleniyor