a

Kudüs’e Mutlaka Gidilmeli

Günlerce bir heyecan sardı, uykusuz geçen günlerin ardından hasret sona erdi. Artık, Kudüs’deydik…

Atalarımızın bize miras olarak bıraktığı yerleri yakından görme fırsatı bulduk. Mescid’i Aksa, Kubbedül Sahra ve Burak Duvarı olmak üzere, Harem-i İbrahimi, Hz. İbrahim (as), Hz. İshak (as), Hz. Yakup (as), Hz.Yusuf (as), Halhul kasabasındaki Hz. Yunus peygamberlerin kabirleri ile tarihi bir kilise içinde kalan Hz. İsa’nın (as) doğduğu mekan, Hz. Musa’nın (as) makamı, Eriha, Lut gölü, Zeytin Dağı, sahabelerden Selman El-Farisi Hz. Türbesi ve Rabia’tül Adeviyye hazretlerinin kabirlerini ziyaret ettik.

KUDÜS’Ü YALNIZ BIRAKMAYIN

Müslümanlar için Mescid-i Haram’dan sonra ikinci kutsal belde olan Mescid-i Aksa toprakları İsraillilerin her türlü baskı ve zulmüne rağmen dimdik ayakta duruyor. Üç semavi dinin mukaddes olarak nitelendirdikleri Kudüs, yılda ortalama 3 milyon ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor. Bu ziyaretçilerin 45 bini Müslüman ve en fazla ilgiyi ise Türk halkı gösteriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kudüs’ü yalnız bırakmayın” çağrısından sonra da bu rakamın her geçen gün arttığı Filistinli rehberimiz tarafından da dile getiriliyor.

PSİKOLOJİK BASKILAR VIZ GELİR

Dört bir yanı Kanuni yadigârı surlarla çevrili olan bu kutsal toprakların kalbinde Peygamber Efendimizin Miraç mucizesine ev sahipliği yapan Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa yer alıyor. Her köşede karşılaşılan İsrail askerleri ve polisleri bizlere çok fazla engel çıkarmasalar dahi varlıkları ile psikolojik rahatsızlık verdiler. Bu psikolojik rahatsızlık havaalanından başlamış, işgal edilen Filistin topraklarının tamamında devam ediyordu.

Amaç; Yıldırmak, Kudüs’e bir daha gelmemenizi sağlamak.

Bugüne kadar hiçbir baskıya boyun eğmeyen Türk halkına, işgalci askerlerin yaptığı psikolojik baskı vız gelir. Psikolojik baskıları yaşadıkça Kudüs’e gitme isteğiniz daha çok artıyor.

Filistin’e en büyük destek Kudüs’e gitmek. Ve mutlaka gidilmeli. Kudüs’de kendinizi yeniden doğmuş hissediyorsunuz. Kudüs’le ilk karşılaştığınızda kalbiniz sızlıyor. Orada ölümün kokusunu çocukların cıvıl cıvıl sesleri ve geleceği taşıyan ateşten göz bebekleri bastırıyor.

Müslüman Mahallesi, Yahudi mahallesi, Ermeni mahallesi, Hristiyan mahallesi diye dörde ayrılan Kudüs’de Yahudi, Ermeni ve Hristiyan yerleşim yerlerinde kentleşme konusunda belirli bir düzen kurulmuşken, Müslüman mahalleleri de bir o kadar yatırım ve bakımdan uzakta. Tarihi Kudüs’ün taştan inşa edilen muazzam yapıları içerisindeki büyüleyici havası Yahudi yönetiminde olan belediyenin çöp yığınlarını özellikle kaldırmaması ile gölgeleniyor.


Mescid-i Aksa’da Cuma namazını kılmanın huzuruyla işgal edilen Filistin’i gezmeye devam ediyoruz.

ESİR ŞEHİR: EL HALİL

Kudüs ile ilgili söyleyecek çok sözümüz var ama Filistinlilerin bir anlamda bu toprakların gerçek sahiplerinin yaşamak zorunda bırakıldığı yerlerden biri olan El Halil şehrine götürmek istiyorum. 500 bin nüfuslu El Halil Müslümanların yoğun olarak yaşadığı bir şehir. Binalar açık renk taş ile yapılmış, vakur, mütevazı, mücadeleci Filistinli duygusu veriyor. Hz.İbrahim (A.S.) ve Hz. Sare burada yaşamış ve Harem-i İbrahim Camii’nde mefdun.





Ulaşmak için dar sokaklardan geçiyoruz camiye. Girişte adam boyu iki ayrı turnike. Aralarındaki mesafe sadece 10 metre. Sonra bir kontrol noktası daha. Uzun namlulu silahlarla nöbet tutan işgalci polis ve askerler canımızı sıkıyor. Hz. İbrahim (A.S.), Hz. İshak (A.S.) ve Hz. Sare’nin kabir ve makamları burada bulunuyor. Aynı yerde Hz. Yakup (A.S.) ve Hz. Yusuf’un da (A.S.) kabir ve makamları var.

Yahudiler araya bir duvar çekmişler. Bir taraf cami, bir taraf sinagog.

Batı Şeria’nın El-Halil kenti üzümleriyle meşhur. Çoğu El- Halilli üzüm bağlarına sahip çıkarak Yahudi yerleşimcilerin el koymasının önüne geçiyor. Kentin çevresinde üzüm bağlarını görmek mümkün.

 UTANÇ DUVARI

Yeniden yola revan olup devam ederken, yolun sol tarafından kilometrelerce devam eden ve adeta “ben sizden ayrıyım” diyen bir duvar karşılıyor bizi. Utanç duvarı bu. Ayıran, ayrıştıran, aileleri bölen, 21. yüzyılın utanç abidesi. 8 metre yüksekliğindeki duvar, Batı Şeria ile Kudüs arasındaki her duyguyu bölme amacında. Tabii zihinleri de. Üzeri sık aralıklı kameralar ve görüntü belirdiğinde otomatik ateş eden silahlarla donatılmış durumda. Burası tam bir Açıkhava hapishanesi.

Kudüs’e gitmemize vesile olan başta Erdemli Yöneticiler Akademisi (EYAD) Genel Başkan Yardımcısı Fazıl Ergüt olmak üzere tüm EYAD yöneticilerine teşekkürü bir borç bilirim.

Flistin’de her bir mekanın ruhaniyeti ayrı. Kokusu farklı meltem rüzgarları esiyor buralarda. Tabii duyana, hissedene. Rabbim yeniden gitmeyi nasip etsin.

EYAD Genel Başkan Yardımcısı Fazıl Ergüt’ün Mescid-i Aksa’da seslendirdiği ezgideki gibi; “Verirsek el ele, gönül gönüle  Aksa’nın hesabı sorulur bir gün”

Emin Yeşil/www.eminhaber.org

 

Advertorial

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

Ağabey kardeşi gasp etti

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.