Gazetemiz Gözlem’e değerlendirmelerde bulunan Aybak, bu kararı neden aldığını ve aday olması halinde izleyeceği yol haritasını ve başkan seçilmesi halinde hayata geçirmeyi planladığı projelerini gazetemize anlatırken, “Biz yönetmek veya yönetilmekten ziyade hizmete adayız” dedi.
*Sayın Aybak, hatırladığımız kadarıyla 1 Kasım 2015 seçimleri öncesi Ak Partiden Adıyaman ve İzmir Milletvekilliği için aday adaylığı başvurusunda bulunmuştunuz. Belediye başkanlığı adaylığı için düşündüğünüz parti Ak Parti mi?
“Elbette. Ben Ak Parti üyesiyim. Elbette bu ülkeye hizmet etmek nasip olursa bu çatının kesinlikle Ak Parti olması bizi ziyadesiyle memnun edecektir.
Çeşitli vesilelerle ben neden hizmet etmek için Ak Partiyi seçtiğimi beyan etmiştim. Fakat bir kez daha bunlara değinmekte fayda olduğuna inanıyorum.
Ülkemiz geçmiş dönemlerde zaman zaman kalkınma atağına kalkmış ama bir sebeple bu kalkınma atakları kesilmiş ve yarıda kalmıştır. Ne zaman ki siyaset sahnesine Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve ona güvenen ve inanan yol arkadaşları çıktı, işte o zaman işler değişti.
Ak Parti süreciyle birlikte Türkiye artık bütün dünyada her zamankinden daha çok söz sahibi ve gelişmişlik yolunda daha sağlam adımlarla yürüyen bir ülke.
İşte bütün bu gerçekler ve sebeplerden dolayı elbette ben ve benim gibi düşünenlerin tercihi Ak Partidir.”
*Belediye Başkanlığı adaylığına karar verdiğiniz süreci bize kısaca anlatır mısınız?
“Ben ekonomik özgürlüğümü tamamlamış bir insanım. Şirketimde ve şirketimin çözüm ortaklarını hesaba katacak olursak yaklaşık 2000 kişiyi istihdam ediyorum. Bunların ailelerini de hesaba katacak olursak 9-10 bin kişi bizim kurduğumuz ticari ilişkilerden rızkını alıyor. Elbette bunun vesilesi önce Allah sonra bizim şirketimiz. Yani bu saatten sonra ticaret olarak yapacağımız öyle ciddi atılımlar olmayacak, elimizdeki bize yetiyor çok şükür. Şimdi artık hayatımızı kazandığımız, aile ve çocuklarımızın huzur ve güvende yaşadığı ülkeye ve insanlarımıza hizmet vakti diye düşünüyorum.
Bu sebeplerden dolayı 2015 yılında yapılan ikinci seçimlerde genel merkezimize giderek hizmet etmeye hazır olduğumuzu bildirdik. Onlarda bize bir jest yaparak hem doğduğumuz ilden hem de işimizin büyük çoğunluğunun bulunduğu İzmir’den aday adayı olmamızı telkin ettiler. Elbette hepimizin bildiği gibi o yıl 7 Haziran’da yapılan seçimlerde hiçbir siyasi parti tek başına hükümet kuracağı çoğunluğu sağlayamamıştı. Ve bizim partimizin başlattığı projeleri bitirmek ve yeni projeleri hayata geçirmek gibi önceliği vardı. Böylesi önemli bir ortamda parti yöneticilerimiz en doğru isimlerle yola devam etme kararı aldılar.
Geldiğimiz noktada partimiz artık her zamankinden daha güçlü ve ülkeyi yönetmek anlamında daha kararlı. Özellikle 16 Nisan’da yapılan referandumdan sonra değişen siyasi partiler yasası ve seçim sisteminden sonra kurucu başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’nın yeniden genel başkan sıfatıyla partimizin başına geçmesi, partimizi daha da güçlendirmiştir.
Sayın genel başkanımızın 15 yıldır iktidar olmaktan kaynaklı olarak teşkilatlarımızın bir kısmında metal yorgunluğu olduğunu ve ciddi bir değişime ihtiyaç olduğunu söylemesinden sonra biz de artık aktif olarak siyaset sahnesine çıkmanın zamanı geldiğine inandık.
Oturduğunuz yerden kimse sizi fark edemez. Fark edilebilmek için sizin de zamana ve sürece uygun olarak hareket etmeniz gerekir. İşte bu düşünceyle ve ülkemize, milletimize hizmet etmek amacıyla bizde böyle bir karar aldık.”
*Belediye Başkan aday adaylığı ve olası adaylaşmanız ve başkan seçilmeniz halinde nasıl bir strateji izleyeceksiniz?
“Aday adaylığımız sürecinde izleyeceğimiz strateji aslında öyle ahım şahım bir strateji olmayacak. Partimizin karar mercilerine ve üye arkadaşlarımıza kendimizi anlatacağız. Neden böyle bir işe soyunduğumuzu dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışacağız.
Aday olarak seçilmemiz halinde ilçemizde yaşayan bütün hemşerilerimizi yani parti ve siyasi anlayış gözetmeden topyekûn herkesi, daha yaşanılır ve gelişmiş bir Sultangazi için neler yapılabilir sorusu çevresinde toplamaya çalışacağız.
Biz sorun tespitlerini ve çözüm önerilerini dinleyeceğiz, not alacağız, daha sonrada bunları kendi çözüm önerilerimiz ve projelerimizle harmanlayarak sağlıklı bir 5 yıllık eylem planı oluşturacağız ve bunu nasıl hayata geçireceğimiz anlatacağız.
Adaylaşmamız ve başkan seçilmemiz halinde de ilçenin en ücra köşesinden başlayarak, ilçeyi yeni çehresine kavuşturmak için kolları ve paçaları sıvayarak, ‘Bismillah’ diyerek işe başlayacağız.”
*Başkan olmanız durumunda ilk icraatınız ne olacak?
“Henüz bunları konuşmak için çok erken ancak bu soruyu neden sorduğunuzu anladım. Bizim belediye başkanlığı adaylığımızın, şu anda o koltukta bulunan başkanımız Cahit Altunay’ın bir eksiğine veya yanlışına alternatif değildir. Bu sebeple şu anda, ‘şöyle bir eksik veya yanlış tespitimiz var ve biz onu düzelteceğiz’ diyemem.
Ancak dediğim gibi adaylaşmamız halinde ilçemizde yaşayan toplumun her katmanından insanlarla bir araya gelerek istişare yapacağız ve istişareler sonucunda muhtemelen ilçe halkının dile getirdiği en genel sorun yine muhtemelen bizim müdahale edeceğimiz sorun olacaktır.”
*Özellikle yaptığımız haberlere gelen yorumlardan çıkardığımız kadarıyla ilçemizde en temel sorun, taş ocakları sorunu, bu konuda birşeyler söylemek ister misiniz?
“Taş ocakları sorunu gerçekten ilçemiz açısından aciliyeti olan bir sorun. Ne var ki bildiğim kadarıyla bu konuda ilçe belediyesinin yapacakları sorunun kökten çözülmesine etki edecek düzeyde değil.
Takip ettiğimiz kadarıyla bu konuda bakanlık, valilik, kaymakamlık ve yerel yönetimler düzeyinde bazı düzenlemeler söz konusu. Önümüzdeki süre içerisinde bu anlamıyla bu sorun bir çözüme kavuşmazsa ve bizim başkan olarak seçilmemiz halinde elbette bu konuda yapılması gerekenleri ve somut adımları atacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Bazen sorunu gündeme nasıl getirdiğiniz ve hangi makamları bu konuda çözüm ortağı olarak seçtiğiniz sonucun değişmesinde çok önemli rol oynar. Şu kadarını söyleyeyim; doğru makamlara, doğru yöntemlerle sorunlar aktarıldığında hiç kimse bu soruna duyarsız kalmaz.”
Sait Aybak, Türkiye çiğ köfte sektörünün yüzde 10’nu elinde bulunduran BattalBey markasının Yönetim Kurulu Başkanı.
Yurt genelinde yaklaşık 500 şubesi bulunan BattalBey markası aynı zamanda ürünlerinin yüzde 70’lik bölümünü kendi imalatı olan bir erkek giyim ürünleri zincirine de sahip.
Sektörde kullanılan ambalaj ürünlerini de kendisi üreten BattalBey markası, imalat birimlerinde yaklaşık 250 işçi, şubeler ve çözüm ortaklarıyla beraber yaklaşık 2000-2500 kişiyi istihdam eden bir şirket.
Sait Aybak aynı zamanda İstanbul Çiğköfte ve Etsiz Çiğköfteciler Esnaf Sanatkarlar Derneğinin (ÇİĞDER) Başkanlık görevini yürütüyor.
Sait Aybak, bu yıl Süper Lige yükselen Yeni Malatyaspor As Başkanlığı görevini de başarıyla yürüten bir isim…
Murat Poyraz’la CHP’ye, İlçe Kongresine ve Ülke Gündemine Dair Her Şey
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.