a
  • Eminhaber.Org
  • Genel
  • Kartaltepe Kışlası Komutanı Albay Ala: ‘Kopan Parmağımı Avucumun İçine Alıp Öyle Çatıştım’

Kartaltepe Kışlası Komutanı Albay Ala: ‘Kopan Parmağımı Avucumun İçine Alıp Öyle Çatıştım’

15 Temmuz darbe girişimi gecesinde yaşadıklarını anlatan Kartaltepe Kışlası Komutanı Piyade Albay Davut Ala, “Bir Rum ordusunu getirip koysaydık oraya, Rum ordusundaki Rum askerleri bile o halka o eziyetleri etmezdi. Rum ordusu veya başka bir ordu, o sivil insanlara sivil insanların silahları ile bu kadar eziyet etmezdi” dedi.

TBMM Darbe Girişimi Araştırma Komisyonunun 17. toplantısı devam ediyor. Toplantı öncesinde AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, bir basın mensubunun fotoğraf makinesini alarak komisyon üyelerinin fotoğraflarını çekti. Özdağ ile CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu arasında güzel diyaloglar yaşandı. Ardından AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek, komisyonun yazışmaları ile ilgili bilgilendirmede bulundu. 15 Temmuz günü vücuduna 7 kurşun isabet etmesi sonucu gazi olan Kartaltepe Kışlası Komutanı Piyade Albay Davut Ala, TBMM Darbe Girişimi Araştırma Komisyonuna 15 Temmuz günü yaşadıklarını aktardı. 15 Temmuz gecesi 66. Mekanize Piyade Tugay Topçu Kışlası’nda olaya iştirak ettiğini kaydeden Ala, “15 Temmuz’da cep telefonlarımıza bağlı olduğumuz kolordudan saat 17.04 gibi bir mesaj geldi. Mesajda şu ifadeler yer alıyordu; ’15-16-17 Temmuz 2016 Taksim, Ayasofya, Sultanahmet, tarihi ve turistik yerler, Metro, Marmaray, vapur seferleri, kalabalık bölgeler, Gaziosmanpaşa, Sultangazi, Sancaktepe, Fatih, Kartal, Kağıthane eylem ikazı.’ Neredeyse İstanbul’un her yeri eylem ikazı haline dönüştü. Bu alışılmış bir eylem ikazı değildi. Bir hazırlık süreci olduğu buradan belli” diye konuştu.

“‘Göreceksiniz 2 sene sonra sizi yargılayacağız ve asacağız’ dediler”

Piyade Albay Davut Ala, lojmanlara gittiği sırada Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne refakatçi olarak gönderdikleri Yusuf astsubayın kendisini aradığını söyledi. Yusuf astsubayın kendisine, “Komutanım ben kışlaya dönemiyorum. Kuleli Askeri Lisesi’nden bir yüzbaşı beni köprünün başında durdurdu ve darbe olduğunu söyledi” demesi üzerine inanamadıklarını ve gülmeye başladığını belirten Ala, “Arkadaşımızı psikiyatri bölümüne refakatçi olarak göndermiştik ve hatta ‘Psikiyatri bölümüne gitti. Orada kafayı yedi’ diye düşündük. Ben ömrü hayatımda bir kışlaya 4 tane helikopterin indiğini hiç görmedim. O gün orada 4 tane helikopter gördüm, hatta o helikopterlerden bir tanesi de Yunanistan’a kaçan helikopterlerden birisiydi. Tugay karargahının oraya giderken mescidin orada bir tank gördük. Tanktaki personeli aşağı indirip darbe olduğunu ve hangi tarafta olduklarını sordum. O tankın daha önce dışarıya çıkıp faaliyete katıldığını öğrendim. Bir durum değerlendirmesi yaptık. Bir helikopterin futbol sahasına indiğini gördüm. O helikopterin Kanal D ve CNN Türk’e baskına gidip, orada yaralanan FETÖ’cü subayları getiren helikopter olduğunu öğrendim. 15 dakika sonra bir askeri ambulans bizim bulunduğumuz istikamete doğru geldi. Bağırmama rağmen durmadı ve önüne atladım. Ambulansın içindeki ermiş. Erin bir tanesini tekerin önüne yatırdım kaçamasınlar diye. Arka kapıyı açtığımızda 2 tane yaralı subay gördüm. Yaralı subaylardan bir tanesinin o tugayın istihbarat subayı olduğunu gördüm. Ben, ‘Yazıklar olsun size. Bu vatan size her şeyi verdi’ dememe rağmen bu insanlar bana, ‘Göreceksiniz 2 sene sonra sizi yargılayacağız ve asacağız’ dediler” ifadelerini kullandı.

“İlk hastaneye gittiğim zaman öldü diye beni kenara atmışlar”

“Daha önce o kışlada görmediğim, açıkçası silahlı kuvvetlerde de görmediğim askeri üniformalı ama saçı ve sakalı farklı 2 kişi gördüm” diyerek sözlerini sürdüren Ala, şöyle devam etti:

 

“Rütbelerini falan göremedim. Bunlara ben üç defa teslim olun diye bağırdım. O sırada ilk mermiyi bize sıktılar. İlk mermi sol bacağımda cüzdanıma denk geldi. Ben onların Türk subayı değil, başka milliyetten, cinsten veya sivilden gelen insanlar olduğunu düşünüyorum. Bu insanlar ile silah arkadaşlığı yapmışım, ekmeğimi bölüşmüşüm, bize nasıl bu kadar hainlik yapabildiklerini anlayamıyorum. Helikopterin oraya giderken hiçbir acı hissetmedim, hatta parmağımı avucumun içine alıp öyle çatışarak gittim. Orada karaciğerimden de vurulduktan sonra şehit olacağımı düşünerek vali yardımcısı akrabamı aradım. Çocuklarım önce Allah’a, sonra da sana emanet dedim. Ondan sonra bayılmışım ve gözümü 17-18 Temmuz’da hastanede açtım. İlk hastaneye gittiğim zaman öldü diye beni kenara atmışlar. Yaşaması mümkün değil demişler. Bir Rum ordusunu getirip koysaydık oraya, Rum ordusundaki Rum askerleri bile o halka o eziyetleri etmezdi. Rum ordusu veya başka bir ordu, şu sizin düşmanınız dese o sivil insanlara sivil insanların silahları ile bu kadar eziyet etmezdi.”

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

Sultangazi’de Bomba Paniği

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.