Toplum Tıp Merkezi Kemik Yoğunluğu Ölçüm cihazını kamuoyuna tanıttı

Sultangazi’de hizmet veren Özel Toplum Cerrahi Tıp Merkezi bir ilke imza atarak Kemik Yoğunluğu Ölçüm cihazı aldı.

 

Özel Toplum Cerrahi Tıp Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Harun Kaya ve Başhekim Operatör Dr. Aynur Karahanoğlu, düzenledikleri basın toplantısında Kemik Yoğunluğu Ölçüm cihazını kamuoyuna tanıttılar.

 

15 yaşını geçmiş herkesin kemik ölçümü yapması gerektiğine vurgu yapan Özel Toplum Cerrahi Tıp Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Harun Kaya, “Kadınlarda, 40 yaşından sonra kemik kütlesinde kayıp başlamaktadır, bu durum menopoz ile hızlanmaktadır. Kadınlarda menopozun ilk on yılı içinde kemik kütlesi % 15; erkeklerde ise tüm yaşam boyunca % 20 – 30 kaybolmaktadır. Kemik kütlesindeki kayıp oranı arttıkça, kırık riski artmaktadır.” Dedi.

Kemik Yoğunluğu Ölçüm cihazının tanıtan Özel Toplum Cerrahi Tıp Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Harun Kaya, “Kurumumuz açısından önemli bir kazanım olmuştur. Kurumumuzun ilçemiz halkına hizmet noktasında daha ileri sevilere ulaşması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” dedi.

 

Kemik yoğunluğu ölçümü nedir?  
Kemik yoğunluğu yaş, cinsiyet ve vücut ağırlığına göre değişir.

Osteoporoz özellikle belli bir yaş grubunda sağlığı tehdit eden önemli bir sorundur ve kemiğin yoğunluğunun bilinmesi, istenmeyen sonuçlardan kaçınmanın ve tedbir almanın en iyi yoludur. Bu amaçla çift enerjili röntgen tekniği ya da x ışını absorbsiyometri diye adlandırılan bir teknik kullanılır. Sonuçlar radyologlar tarafından normal değerler ile kıyaslanır. Bu işlem sırasında çok az miktarda radyasyon kullanılır.

Kemik dansitometri kemik mineral yoğunluğunu değerlendirmede standart bir yöntemdir.

 

Kemik kaybının çabuk ve ağrısız ölçümünü sağlar,

 

Ölçümde sıklıkla kalça ve bel kemiğinin alt bölümü kullanılır.

 

El bileği, parmaklar ve topuktan ölçüm yapan daha küçük taşınabilir cihazlar yanı sıra röntgen ışını yerine ultrason dalgalarını kullanan daha sınırlı cihazlar da vardır. Bunlar sadece tarama amaçlı kullanılıp, tedavinin planlanmasında karar verdirici olamamaktadırlar.