Son dönemde üç canavarın bir insanı alçakça, vahşice katlettiğine ve bu cinayetin toplumda nasıl derin bir yara açtığına şahit olduk…
Maalesef Müslüman bir toplum olarak bu olay karşısında ortak bir duruşun timsali olamadık. Diğer potansiyel canavarları caydıracak toplumsal bir duruş sergileyemedik. Bu toplumda, vicdanlarını toprağa gömmüş insanlara, derin bir acıdan bile, siyasi bir gaye elde etmek arzusu içinde olan ciddi bir kesimin olduğuna da tanıklık ettik. Toplumsal bir olaydan toplu bir isyan çıkarma hevesinde ve girişimlerinde bulunanları gördük. Bir yanda bunlar olurken diğer yandan hiç birşey olmasa bile, ülkenin toplumsal yapısını sarsmak için bu olayı vesile kılarak, bir şeyler yapma çabası güdenlerde vardı. Bu işlerle meşgul olanlar, aynı merkez tarafından yönetilen farklı kitlelerdi. Toplumda büyük infial yaratan bir olayda, toplumun kadınlardan oluşan belli bir kesimi Özgecan’ın ölümünü protesto etmek için dans ederken, aynı kesimin erkek cenahı ise mini etek giyinerek Özgecan’ın ölümünü protesto ettiler.
Aslında Özgecan’ın etek giyindiği için başına bunların geldiğini söyleyen tarafla, Özgecan’ın ölümünü etek giyinerek protesto edenlerin dünyaya bakış açılarında paralel bir çizgi var. İslam kültüründe böyle bir anlayışa rastlamak mümkün değildir. Bunlara baştan aşağı etek giyindirsen ne fayda, beyinleri köklü kültürümüzü ve medeniyetimizi idrak edemeyecek kadar MİNİ.
Bunları yapanlar, özellikle toplumun kadim kültürünü, geleneklerini, örf ve adetlerini dejenere etmek için bir merkez tarafından görevlendirilmişler gibi. Aynı merkezin kuklası fakat farklı cenahların bireyleri ise, ölen ve öldüren arasında Sünni-Alevi ayırımına vurgu yaparak, mezhep çatışmasını körüklemenin derdine düşmüş. Bazıları ise, son zamanlarda toplumsal olaylarda hayatını kaybeden Alevi vatandaşların ismi ile birlikte Özgecan’ın ismini de zikrederek, subliminal bir zemin oluşturmaya çalışmışlardır. Birileri de çıkıp Özgecan’ı öldüren ve yardım edenlerin siyasi kimliğini ön plana çıkartarak, toplumu kutuplaştırmayı amaçlamışlardır.
Sosyal medyada katillerin siyasi görüşlerini temsil eden resimleri paylaşarak, toplumda o siyasi görüşe mensup insanlara karşı olumsuz bir algı yaratıp, sanki o siyasi görüşe mensup bütün herkesin bu olayın sorumlusu olduğunu göstermeye çalışarak, toplumu keskin iki kutup haline getirmeyi amaçlamışlardır. Bu oyunların hiç biri tutmadı. Bütün bu tuzakları Allah’ın nezdinde bozan iki büyük insan vardı. Özgecan’ın anne ve babası; Mehmet ve Songül Aslan.
Mehmet Aslan yaptığı açıklamada;
“Sevmekten başka bir çıkar yolumuz yok. Bu vahim olayı yapanlara zulmedilmesin, adaletin karşısına çıkıp cezalarını çeksinler. Allah onların analarına, babalarına da yardımcı olsun” dedi.
20 yıllık mukaddes bir emeğin hunharca heba edildiği günün ertesinde, bu kadar metanetli vakur bir duruş sergilemek her babayiğidin harcı değildir. Bunun altında köklü bir inancın olduğunu görmek mümkün. Ve sözlerinin hemen arkasından bu metanetin bu vakurluğun gerekçesi zuhur ediyor.
Türkiye halkına bir tavsiye de bulunuyor; Ma’un Suresi’nin, Ali İmran Suresi’nin 103. ayetini ve Asr suresini okumalarını tavsiye ediyor. Sözlerine devam ederek; ” Her insanın peşine bir jandarma takılamayacağına göre, her insanın vicdanı kendi jandarması olacaktır,” diyor. Bu metanetin, bu vakurluğun altında yatan İslam inancını, görmemek körlüğün daniskasıdır. Bu sözler bütün şer odakları hayal kırıklığına uğratıyor ve devletine güvendiğini söyleyerek de, bütün planları alt üst ediyor. Vicdanımızı derinden yaralayan olaylar ile karşılaşmak istemiyorsak; İslam toplumunu inşa etmemiz elzemdir. Bunun içinde Mehmet amcaların bu toplumda daha çok söz sahibi olması gereklidir.
Liseli Mehmet Gazi Mahallesi’ndeki çatışmada öldü
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.