a

Bir Portre; Servet Öztürk

17 yaşında gurbetin gerçek yüzü ile tanıştı. Ailesi onu
Danimarka’ya uğurlarken nasıl bir yaşam mücadelesine gireceğini? Ne şartlarda
yaşayacağını tahmin bile edemiyordu. 40 günlük çocuğunu geride bırakarak
Danimarka’nın yolunu tutan Servet Öztürk’ün hayat hikayesi birçoğumuzun örnek
alacağı türden. Danimarka’da gördüğü 5. Sınıf muameleye rağmen hiçbir zaman
inancını ve sabrını yitirmedi.

Servet Öztürk, 1964 yılında Ağrı’ya bağlı Eleşkirt İlçesinin
Aydıntepe köyünde dünyaya geldi. Kendi deyimiyle ilkokulu zor bitirdi. 15
yaşında evlendi. 17 yaşında Danimarka’nın yolunu tuttu. İlkokul mezunu olmasına
rağmen anadili gibi İngilizce, Danimarkaca, Norveççe ve İsveççe dillerini çok
iyi biliyor.

17 YAŞINDA DANİMARKA’YA YERLEŞİR…

“Bulaşıkçılık yaptım. Ama kovuldum”

17 yaşında Danimarka’ya çalışmak için giden Servet Öztürk’ün
30 yıl süren yutdışı hayatını kendisinden dinliyoruz…

“1980 yılında yani 17
yaşında yurtdışına gittim. Danimarka’ya yerleştiğim o yıllarda birçok
zorluklarla karşılaştık. Kendi ülkenizden kilometrelerce uzakta bir yabancı
ülkedesiniz. Oranın dilini ve kültürünü bilmiyorsunuz. O ülkenin kültürünü ve
dilini öğrenmek için birçok zorluk yaşadım. İlk olarak Danimarka’da bir otelde
bulaşıkçı olarak işe başladım. 4 hafta süren bulaşıkçılık serüvenim, otel
müdürünün beni işten kovmasıyla sona erdi. Daha sonra izocam fabrikasında işe
başladım. 1 yıl izocam fabrikasında çalıştıktan sonra SAS Havayollarının kargo
bölümünde çalışmaya başladım. Kargo bölümünde başlayan serüvenim SAS
Havayollarında menegerliğe yükselmem ile devam etti. İlkokul mezunu olarak
Danimarka’da memur sıfatına yükselmiştim. Buda kabiliyetimden kaynaklanan bir
durumdu.  

“Günde iki saat uyku”

SAS Havayolların da
çalışırken aynı zamanda gündüz taksici akşam ise garsondum. Havayollun da mesaim
akşam 10’da başlıyor, sabahın 7’inde sona eriyordu. Mesai bitiminden sonra 9’a
kadar yani iki saat uyurdum. Sabah 9’dan akşam 5’e kadar da Kopenhang
sokaklarında direksiyon salardım. Akşam 7’den 9’a kadar da bir restaurantta
garson olarak çalışırdım. Yani iki saat uykuyla yıllarca bu şekilde çalıştım”

“Restaurant zinciri kurduk”

Yurtdışında 11 yıl çalışan Servetler Grup Yönetim Kurulu
Başkanı Servet Öztürk, 1989 yılında hayatın tüm zorluklarını yaşadığı
Danimarka’da kendi işini kurdu. 5. Sınıf muamele gördüğü bir ülkede Topkapı
Saray adıyla restaurant işine giren Öztürk, azmin ve inancın neticesinde artık
kendi işinin sahibiydi…

“Topkapı Saray adıyla
açtığım restaurant çok kısa sürede bölge halkının ve özellikle Türklerin uğrak
adreslerinden biri haline geldi. Zamanla Danimarka’nın farklı şehirlerinde
şubeleşerek restaurant zinciri kurduk. 8 tane restaurantımız vardı. Zamanla
ülkemize yapmış olduğumuz yatırımlardan dolayı bunlardan 7 tanesini sattık.
Hali hazırda İsveç ve Danimarka’da Sultan Palas adıyla restaurant
işletmeciliğimiz devam ediyor”

“Benim çocuklarım bu çileyi çekmesin”

17 yaşında Danimarka’ya giden ve 30 yıl bu ülkede kalan
Servet Öztürk, gurbet yıllarında hep çocuklarına hasret kaldı. 15 yaşında erken
bir evlilik yapan Öztürk, Danimarka’ya gittiğinde ilk çocuğu olan Kamuran henüz
40 günlüktü…

“Ben Danimarka’ya
gittiğim zaman 17 yaşındaydım ve bir çocuk babasıydım. 15 yaşında erken bir
evlilik yaptım. Danimarka’da 30 yıl kalan biri olarak hep çocuklarıma hasret
kaldım. Ama hiçbir zaman ailemi yaşadığım ülkeye getirmek gibi bir düşüncem
olmadı. Çünkü o ülkenin kültürünü hiçbir zaman sevmedim. Sevmediğim içinde ‘ben bu işkenceyi, bu çileyi çektim. Benim çocuklarım
çekmesin’
diyerek ailemi yurt dışına götürmedim. Götürmediğime de pişman
değil, aksine çok mutluyum.

Ama daha sonra
çocuklarımı yaşadığım hayatı ve çileyi yerinde görmeleri için gezmek amacıyla
Danimarka’ya götürdüm. Hangi şartlarda şu anki serveti nasıl elde ettiğimi
yerinde gören çocuklarım, kendilerini kalıcı olarak Danimarka’ya götürmediğim
için çok memnun oldular”

1998 YILINDA SERVETLER GRUP KURULUR…

“İnsanların ekmeğine vesile olduk”

30 yıl Danimarka’da yaşayan Servet Öztürk, artık
yatırımlarını ülkesinde de yapmaya karar verir. 1983 yılında memleketi Ağrı’da
nakliyat işine başlayan Öztürk, 1991 yılında ailesi ve kardeşleriyle birlikte
İstanbul’a yerleşir. Arnavutköy ilçesinde bir market açan Servet Öztürk, 1992
yılında Servetler Restaurant adıyla İstanbul’un birçok farklı ilçesinde
restaurant zincirleri kurarak, aynı yıl içerisinde inşaatçılık sektörüne de
girer. 1994 yılında Tekellerin özelleştirilmesiyle birlikte Avrupa Yakasının
sigara dağıtım ihalesine giren Servet Öztürk, ihaleyi kazanır. 1996 yılına
kadar Avrupa Yakasının sigara dağıtım işini üstlenen Servet Öztürk, 1996
yılında kuyumculuk sektörüne adım atar. Cebeci Mahallesi birinci Cebeci
Caddesi’nde bulunan şirketin şu anki mevcut binasını yaparak kuyumculuk
sektörüne adım atan Öztürk, 1998 yılında kardeşlerini de yanına alarak
Servetler Grup aile şirketini kurar. 2009 yılında ise kardeşleriyle yollarını
ayırır…

“Tabi dışarıdan
bakınca bizim insanımız ‘bu varlık nerden geldi’ der.
Hiçbir şey kendiliğinden olmuyor. Ben çok çalıştım, çok ezildim. Allaha şükür
her kazandığımı değerlendirdim. Bütün yatırımlarımın çoğunluğunu Türkiye’de
yaptım. Birçok insana ekmek kapısı açtık. İnsanların ekmeğine vesile olduk.
Buda bana bir mutluluk veriyor”

“Pişmanlık duyduğum anlar oldu”

Peki, Servet Öztürk’ün yaşamı boyunca ‘Keşke dediği’ ve
pişman olduğu anlar oldu mu?

Benim hayatım boyunca
‘keşke şunu yapmasaydım’ dediğim olmadı.
Yaptığım her şeyde ne yaptıysam başarıya ulaştım. Dolayısıyla çok fazla ‘keşke bunu yapmasaydım’ dediğim olmadı. Tabi ki
ticaret hayatınızda pişman olduğunuz anlarda oluyor. Ben yaşadığım bir
pişmanlık üzerine ‘İNSANLARDAN KÖTÜLÜK GÖRMEK
İSTİYORSAN BİR İYİLİK YAP. İNSANLARIN GÖZÜNDE İYİ İNSAN OLABİLMEK İÇİN KÖTÜ
OLMAK GEREKİYORMUŞ’
yazarak
pişmanlığımı dile getirdim. Bazen pişmanlıklar sizleri şair yapabiliyor”

“Çocuklarım şımarmadı”

Vatan ve millete faydalı çocuklar yetiştiren Servet Öztürk,
gurbette kaldığı ve hasret çektiği çocuklarını çok iyi yetiştiren bir baba. Servet
Öztürk çocuklarını şu sözlerle anlatıyor;

“Allah razı olsun
çocuklarımdan memnunum. Çocuklarımı iyi bir şekilde yetiştirdiğime inanıyorum.
İnsanlara bir faydaları dokunuyorsa ne mutlu bana. Elimden ne geldiyse onlar
için yapmaya çalıştım.  Onlarda bunun
bilincindeler. Benim gibi büyümediler. Varlık içinde büyüdüler. Ama hiçbir
zaman sahip oldukları varlık onları şımartmadı”

“Ülkemize faydası olan iki siyasetçi gördüm”

Siyaseti sevmeyen Servet Öztürk, “Siyaseti sevmeyen biri olarak şunu da söyleyebilirim ki, şu anki
mevcut Ak Parti iktidarı dışında ülkemizde daha iyi bir siyasi parti
göremiyorum. Ben 59 yaşındayım. Bugüne kadar gelmiş, geçmiş ne kadar parti
varsa şu ana kadar ülkemize en çok faydası dokunan siyasi iktidarın Recep
Tayyip Erdoğan başkanlığında ki Ak Parti olduğunu söyleyebilirim. Yurtdışında
da ülkemize siyasi yönden bakış acısı budur. Turgut Özal’dan sonra ülkemize en
çok faydası dokunan Ak Parti’dir. Ülkesi için çalışan hizmet eden iki tane
siyasetçi gördüm. Biri Turgut Özal, diğeri ise Başbakanımız Recep Tayyip
Erdoğan’dır”
diye yorumluyor.

“Taş ocakları sorunu çözülmelidir”

Uzun yıllar Sultangazi’de yaşayan ve yatırımlarının büyük
çoğunluğunu bu ilçeye yapan Servetler Grup Yönetim Kurulu Başkanı Servet
Öztürk, Sultangazi’nin yeni bir ilçe olduğunu ve bundan dolayı eksikliklerinin
çok olduğunu dile getiriyor. Öztürk Sultangazi’nin en büyük sorununu ise
taşocakları olarak görüyor…

“İnşallah Sultangazi
iyi bir ilçe haline gelecektir. Bizim en büyük sıkıntımız taşocakları ve
sağlığımızı tehdit eden tozdur. Bundan dolayı yerel yönetimin bu konuda bir
çalışma yapması gerekiyor. Bu sorun çözülmedikçe bizlerde başta olmak üzere
bizden sonra gelecek nesili de büyük bir kanser tehlikesi bekliyor. Sultangazi
İstanbul’un çok güzel bir noktasındadır. Fakat bu taşocağı yüzünden biz
vatandaşlar sıkıntı yaşıyoruz. İlçemiz için eğer herkes üstüne düşen görevi
yaparsa İstanbul’un en güzel ilçelerinden biri oluruz”

“Dürüst olsunlar”

Servet Öztürk, şirketin hedefini ise; “Şirketimiz bünyesinde yer alan kuyumculuk, restaurant ve inşaat
sektörleriyle dürüst bir şekilde insanlarımıza hizmet etmeye devam edeceğiz”
diye
açıkladı.

Uzun yıllar yurtdışında yaşayan ve hayatın tüm zorlukları
ile karşılaşan Servet Öztürk’ün elbette gençlere de bir mesajı var. Öztürk
gençlere seslenerek, “Dürüst olsunlar,
çok çalışsınlar ve sabretsinler”
mesajı verdi.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

Yakın Korumasının Gözüyle; Cahit Altunay

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.